Başımız sağ olsun

A -
A +

Dün yine ciğerimiz yandı. Kahpe terör Türkiye'nin yüreğine hançer sapladı. Acımız çok büyük. 24 gencecik fidanımız kirli eller tarafından koparıldı. 18 yaralımız var. Hepimizin başı sağ olsun. Şehitlerimizin ve yaralılarımızın ailelerine sabr-ı cemil diliyorum. Evet; canımız acıyor, yüreğimiz yanıyor. Canımız burnumuza geldi. Sabrımız tükeniyor. Ama acımızı yüreğimize basıp duygularımızla değil aklımızla hareket etmemiz gerekiyor. Sağduyumuzu, metanetimizi korumamız ve öfkemize hâkim olmamız gerekiyor. Taşeron örgütün yaptığı kahpece saldırıyı Kürt kökenli vatandaşlarımıza mal etmek, onlara imalı bakışlar ve sözler yöneltmek ciddi bir hata olur. Onların nihai hedefi bir Kürt-Türk çatışması çıkarmak. Bu tuzağa düşersek terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Yapmamız gereken şey; Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla,, Çerkeziyle, polisiyle, askeriyle, iktidarıyla, muhalefetiyle kol kola girip teröre karşı tek yumruk olmak. Bu mücadelede birlik-beraberlik içinde hareket etmez isek psikolojik üstünlüğü kaybederiz. Bu mücadelede tek yürek haline gelmez isek bu iş daha yıllarca sürer. Bu sorunu iç siyaset malzemesi yapmak çok yanlış olur. Yaşadığımız coğrafya zor bir coğrafya. Bu coğrafyada bağımsız, başı dik, güdülmeyen, onurlu ve bölgesel bir aktör olarak yaşayabilmenin bir bedeli var. Türk milleti bu bedeli Çanakkale'de, İstiklal Savaşında ödedi, bu gün de ödemeye devam ediyor. Belki yarın da ödeyecek. Bölücü örgütü Türkiye'nin başına bela edenler sıkıştıklarında bu taşeronları kullanacaktır. Vatan toprağını korumak, insanımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için güvenlik güçlerimiz mücadele ederken şehit verecektir. Terörle mücadelenin özünde kayıp vermek vardır. Keşke hiç kimsenin tırnağı kanamasa ama 'eceli gelen köpekler gibi' asker-sivil, kadın-çocuk demeden her yere saldıran bir yapı ile mücadelede kayıp verilebilir. Kürt sorununun ve terör sorununun çözümünü, 'terörle mücadele- siyasette müzakere' olarak açıklayan hükümet yeni bir yönteme başvurmuştur. Kan dökülmemesi için İmralı ve Kandil ile müzakere gibi siyasi bir riski alan hükümet; Bu iki adresin taleplerinin Kürt sorunu ve Kürt kökenli vatandaşlarımızla bir ilgisi olmadığını görmüştür. Bunların taleplerinin kendileri ile ilgili olduğu, barış konusunda samimi olmadıkları ve uçuk-kaçık taleplerinin karşılanmasının imkânsız olduğu fark edilmiştir. Bu farkındalıktan sonra devlet teröristle kararlı bir mücadeleye başlamış, İmralı ve Kandil ile iletişimi asgariye indirmiştir. Diğer yandan da Kürt sorununun çözümü, terörün istismar ettiği sorunların hal edilmesi için düğmeye basılmıştır. Bu sorunların Yeni Anayasa ile çözümü konusunda toplumsal bir konsensüs oluşmuştur. Yani Kürt kökenli vatandaşlarımızın etnik, kültürel ve sosyal sorunlarının İmralı ve Kandil muhatap alınmadan yeni anayasa ile çözümü konusunda kararlılık oluşmuştur. PKK'yı- KCK'yı ve İmralı'yı kudurtan sebep budur. Bu yapılar kendilerinin muhatap alınması için yeni anayasa sürecini sabote etmektedirler. Kürt sorununu yeni anayasa ile çözmeyi hedefleyen devlet, diğer yandan da teröristle mücadelede önemli hamleler yapmıştır. Terör örgütüne ciddi darbeler indirilmiştir. Irak hükümeti ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi üzerindeki baskı artırılmıştır. Irak Başbakanı Maliki, Kandil'e Irak askeri göndermekten, Barzani ise bölgedeki köylerin boşaltılmasından bahsetmeye ve PKK'yı bölgede sıkıştırmaya başladı. Örgütün son aylardaki ciddi kayıpları sayın Cumhurbaşkanı'nın geçtiğimiz günlerde bölgeyi ziyareti ve yeni anayasa çalışmalarının start alması örgütü böyle bir eylem yapmaya itmiş olabilir. Örgüt kan dökerek muhatap alınmayı hedefliyor. Biz tuzağa düşmeden, demokrasi ve hukuktan ayrılmadan bir taraftan tüm gücümüzle bu alçakların ve bunlara destek verenlerin üzerine gideceğiz. Diğer taraftan da Kürt sorununu ve terörün istismar ettiği sorunları korkmadan çözeceğiz. Teröristle mücadelede artık savunmada kalmak yerine taarruza geçmek gerekiyor. Onları beklemek bize kayıplar verdiriyor. Onlar bizi beklemeli. İnsiyatif taarruz edendedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.