CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın Genel merkezdeki odasında yaptığı görüşmenin dinlenmesi hepimizin üzerinde durması gereken önemli bir olaydır. "Kanunsuz gizli dinleme" bireysel özgürlüklere karşı ciddi bir tehdittir. Eğer bu "Kanunsuz gizli dinleme" devlet birimlerince yapılmışsa o zaman bunun adı demokrasilerde skandaldır. "Eğer" şartını koymamın sebebi Türkiye'deki mevcut ortamı biraz daha germek için mevcut olayın "Provokasyon" amaçlı olabileceğine ilişkin kuşkulardandır. CHP'nin bu iddiası ciddiye alınmalı ve detaylı olarak soruşturulmalıdır. Eğer bu kanunsuz dinlemeyi devlet organlarındaki bazı birimler yapabiliyorsa aynı birimler iktidar parti mensuplarını da pekâlâ dinliyorlardır. Sayın Baykal, bu dinlemeyi ısrarla "devlet güçlerinin" yaptığını söylüyor. Bence bu aceleyle varılmış bir hükümdür. Ayrıca konu detaylı olarak araştırılmadan bu bilgilerin kanunsuz, gizli dinleme ile elde edildiği gibi kesin bir hükme varmak da yanlıştır. Soruşturma bitmeden ana muhalefet partisinin bu dinlemeyi "Bu dinlemeyi Hükümet yaptı" iddiası da yanlıştır. Kanaatimce Genel Sekreter Sav ile ilgili bilgi toplamak için kendisini dinlemeye gerek yoktur. CHP içerisinde Sayın Sav'dan nefret eden ve O'nun her türlü açığını kamuoyuna aktarmaya hazır birçok kişi mevcuttur. Ayrıca olay hem yargı tarafından hem de idari olarak soruşturulup sonuca bağlanmadan genel merkezin devlet güçleri tarafından dinlendiğini söylemekle Sayın Baykal acele ederek tedbirsiz davranmıştır. Belki de olay bireysel olarak çok da tasvip etmediğim basit bir gazetecilik olayıdır. Diğer taraftan hükümet olayın hem yargı tarafından, hem de idari olarak soruşturulmasını talep ediyor. Bununla da yetinmiyor, CHP'ye "Meclis'te bu olayın her yönünü araştırıp ortaya çıkaracak her partiden oluşan bir komisyon kuralım" önerisini götürüyor. Hatta bu konuda CHP'ye "Hodri meydan" diyor. Bu olayda gerçeği bulmak için CHP'ye işbirliği çağrısı yapıyor. Hükümet bu araştırmayı yargı ve idari yolla yapacak. Ama eğer CHP bu araştırmalardan tereddüt duyuyorsa "Kuralım komisyonu, komisyon da araştırsın" teklifi, iktidarın bu alanda bir sıkıntısı olmadığını gösteriyor. İçişleri Bakanı kanunsuz dinlemelere "Bir insan hakkı gaspı" olarak bakıyor. Bazı çevreler ise Önder Sav'ın Peygamberimize hakaret sözleri ile gündemde olduğu, hükümetin GAP eylem planını açıkladığı bir dönemde "Telekulak" tartışmalarının gündemi değiştirmek amacıyla provokatif maksatlarla gündeme taşındığını düşünüyorlar. Erken konuşmak yanlış ama olay kanunsuz bir dinlemeden çok biraz "Ankara Oyun Havaları" gibi duruyor. Provokasyon veya basit bir gazetecilik olayı gibi görünüyor.