Baykal'dan "Havet"

A -
A +

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, "Demokratik Açılım" konusunda mektupla istediği randevuya dün mektupla cevap verdi. Cevabi mektubunu da basın aracılığıyla kamuoyuna duyurdu. Başbakan, Sayın Baykal'a gönderdiği mektubu kimseye açıklama ihtiyacı duymadı. Başbakanlık kaynakları bazı basın organlarında yer alan, "Başbakan'ın Baykal'a Gönderdiği Mektup" başlıklı haberlerin de gönderilen mektupla ilgisinin olmadığını söylüyorlar. Sayın Baykal, Başbakan'a gönderdiği mektupta önce Cumhurbaşkanına, sonra Başbakana en sonunda İçişleri Bakanına giydiriyor. Başbakan Erdoğan'ı çileden çıkaracak laflar ediyor, ağır suçlamalar getiriyor. Âdeta "Kamuoyu baskısı nedeniyle ben talebinize olumlu cevap vermek zorundayım. Ama siz ne olur gelmeyin" demeye getiriyor. Bununla da yetinmeyip üzerinde görüş alışverişinde bulunacakları konularla ilgili bir çerçeve çiziyor. CHP'nin nerede durduğunu anlatıyor ve görüşme için ön şartlar sıralıyor. İşin en tuhaf tarafı da, "Baş başa yapılacak görüşmeyi bir televizyon ekibi kayda alsın" diyor. Bu talebi tuhaf bulduğumu söylemeliyim. Bu tutum ülkenin Başbakanına ciddi bir güvensizliktir. Televizyon kaydına ihtiyaç duyacak kadar güvenmediğiniz bir liderle görüşmenin nasıl sonuçlanacağı baştan belli değil mi? "Bu açılım politikasında hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağız" sözü CHP'nin bu süreçle ilgili hiçbir sorumluluk almayacağını çok açık bir şekilde gösteriyor. Maalesef bu konu iç siyaset malzemesi yapılıyor. Sayın Baykal'ın mektupta çekincelerini dile getirmesi doğal. Mektuba cevap vermiş olması olumlu bir gelişme. Ancak cevabi mektupta kullanılan üslup, güvensizlik duygusu ve görüşmeden şartlar koşmak, fikir alışverişinde bulunmadan peşinen "Hayır" demek doğru ve şık değil. Aslında Sayın Baykal randevu talebine hem "Hayır" hem "Evet" diyor. Yani "Havet" diyor. Sayın Başbakana önerim şudur; inadına bu randevuya gidin. Hangi söz söylenirse gidin. Kaçtıkları noktaya kadar kovalayın. Gidin ki, kamuoyu yumruğunu sıkmış birileri ile tokalaşmanın zorluğunu görsün. Uzlaşmayan, uzlaşmaya yanaşmayan tarafın kim olduğu bir kez daha tescillensin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.