CHP lideri Sayın Deniz Baykal ile ilgili bazı internet sitelerinde yayınlanan görüntüler kamuoyunda infiale yol açtı. Aklı başında, sağduyu sahibi, vicdanı olan herkes olayı lanetliyor. Deniz Beyi yakından tanıyıp da bu duruma üzülmeyen kimse yoktur herhalde. Hangi güçler planlayıp icraya koyduysa, bilsin ki son derece pespaye, belden aşağı ve iğrenç bir girişim. İnsanların özel hayatına bu denli bir müdahale, herkesi kaygılandırmalıdır. Hele hele bu müdahale ülkemizin ana muhalefet partisi liderinin özel hayatına yapılabiliyorsa ise durum daha da vahim demektir. "Türk siyaseti tehdit altındadır" anlamına gelir. Bu tür girişimlerde sonuç alabilen güçler, ülkemizdeki sivil siyaseti tehdit ve şantajla istedikleri gibi yönlendirebilirler. O görüntülerin yayınlandığı saatlerde TBMM'de anayasa değişiklik paketinin tamamı üzerindeki oylamayı bekliyorduk. Başbakan Erdoğan meclis kulisinde milletvekillerinin çocukları olduğunu daha sonradan öğrendiğim gençlerle sohbet ediyordu. Haber kendisine ulaştırıldığında yüzü bembeyaz kesildi. Duymadığım için ne tepki verdiğini bilmiyorum ama çok üzgün ve kızgın bir ifadeye büründü. Bu olay, Mart 2008'de AK Parti'ye açılan kapatma davası kadar önemlidir. Bu girişim sıradan bir iş değil. Orta ve uzun vadeli hedefi olan dışarıdan da destekli bir girişim gibi geliyor bana. Henüz çok az şey biliyoruz. Ama girişimin zamanlaması ilginç. CHP kurultayına 15-20 gün kala yapılması ilginç. Bu girişimi yapanlar, ana muhalefet partisi CHP'nin liderini ve parti yönetimini değiştirmeyi hedeflemiş olabilirler. Deniz Baykal ve parti yönetimini yeteri kadar başarılı bulmayan ve demokratik kanalları işleterek onları parti yönetiminden uzaklaştıramayan çevrelerin işi olabilir. AK Parti ve onun lideri Erdoğan ile yıldızı barışmayan her yol ve yöntemi denedikleri halde AK Parti yönetiminin yakınlığını kazanamayan iç ve dış güçlerin müşterek operasyonları gibi görünüyor. Orta ve uzun vadede, muhalefet partilerinin yönetim kadroları değişmediği sürece AK Parti iktidarının devam edeceğini düşünen bu çevreler CHP yönetimini bu yöntemle değiştirip AK Parti'nin karşısına toplumu heyecanlandıracak ve AK Parti'nin iktidarına son verecek bir kadroyu CHP'nin başına getirmeyi planlamış olabilirler. Kişisel kanaatim bu operasyonun asıl hedefi; AK Parti'dir. CHP'nin mevcut yönetimi tali hedeftir. AK Parti yönetimini ve Sayın Erdoğan'ı yüksek çıkarlarının önünde engel olarak gören çevreler, bu engeli aşmak için her yolu denediler. Anti-demokratik bütün yollara da başvurdular. Milletin duasıyla güçlenerek Sayın Erdoğan bu tuzakların hepsini boşa çıkardı. Sandık dışında hiçbir yolla iktidarına son veremeyeceklerini anladılar. CHP'yi ele geçirip güçlendirip seçimde AK Parti ile hesaplaşmak için yeni yüzler, yeni lider istiyor olabilirler. Normal yollarla bu delege yapısı ile bunu yapamayacaklarını bildikleri için kurultay öncesi Sayın Baykal'ın istifasını sağlamak veya delegenin nezdinde itibarsızlaştırmak için bu proje uygulanmaya konmuş olabilir. İçerde ve dışarıda Sayın Tayyip Erdoğan ve partisi ile kanlı bıçaklı olanlar bu projenin mimarları olabilir. Yazık, ömrünü siyasete vermiş bir insanı göndermenin, onunla hesaplaşmanın daha insanca, daha erkekçe ve daha ahlaklı yol ve yöntemleri vardır. İnşallah yakında hepsi deşifre olurlar. Hiçbir şey uzun süre gizli kalmıyor çünkü.