BDP-KCK ilişkisi

A -
A +

KCK'yı, PKK'nın şehirlerdeki sivil yapılanması, hatta STK gibi görenlere tavsiyem, dün Taraf gazetesinin yayınladığı telefon dinleme kayıtlarını incelemeleridir. Polisin Mayıs 2011 tarihinde BDP'nin İstanbul İl Başkanlığında elde ettiği 2 saatlik ses kaydında bakın neler var. Orada yapılan toplantıda, Öcalan'ın "15 Haziran'a kadar çözüm olmazsa kıyamet kopar" sözü hatırlatılıp "Bizim bugünden itibaren kıyameti koparmamız lazım" deniyor. 2011 yılını halkın 'başkaldırı' yılı olarak planlandığı belirtiliyor. Nevruz kutlamalarının şenlik havasından çıkarılması gerektiği söyleniyor. Yapılan konuşmalarda İstanbul'daki araç yakmalarının bu toplantılarda planlandığı görülüyor. "AKP başta olmak üzere Kürdistan'da rahat seçim çalışması yürütülmemelidir. Demokratik çözüm seçimle gelmez. Eylemleri güçlendirerek sürdürmeliyiz. Örgütlü olduğumuz mahallelerde halkı ayağa kaldırmalıyız. 15 Haziran'ı beklemeden bizim bugünden itibaren kıyameti koparmamız lazım. O tarihi beklemememiz lazım. Devlet kurumlarının işgal edilmesi lazım." Evet işte tüm bu konuşmalar BDP İstanbul İl Başkanlığı'nda yapılan bir toplantıda dile getiriliyor. Bunlar polis dinlemesi ile savcıların önüne ulaşıyor. Yeni yapılan KCK operasyonlarında ele geçirilen belgeler de tüyler ürpertici. Eylemlerde kadınların ön plana çıkması ve polis panzerlerinin altına girerek ölmeleri isteniyor. "Tutuklanmaktan korkmayın. Mahalleleri savaş alanına çevirin" emrini veren örgüt yandaşlarından ülkede kaos oluşturmak için eylemlerin artırılmasını istiyor. Dinlemeler incelendiğinde KCK Yürütme Konseyinin toplantılarının bazılarını BDP İstanbul İl Başkanlığı'nda yaptığı görülüyor. İstanbul'da yapılacak eylemler bu toplantılarda belirleniyor. Hatta BDP İstanbul İl Başkanı KCK üyesi olmadığı için toplantılara sokulmuyor. KCK, İstanbul'u yakacak-yıkacak savcılar da seyredecek öyle mi? BDP'lilerin, 'şiddetin, savaşın ortalığı kan gölüne çevirmenin planlandığı ve planlanan birçok eylemin de gerçekleştiği bir toplantıda' ne işleri var? KCK ile birlikte hareket eden BDP'lilerin yakasına hukukun yapışması anormal mi? Ortamın nazikliği dikkate alınarak BDP'lilerin suç işlemesine göz mü yumulacak? Onların hukuk karşısında bir ayrıcalığı mı var? "Tutuklamalar siyasi soykırıma dönüştü. Halkımız özgür gelecek için başkaldırı yaratacaktır" diyen Ahmet Türk'e soruyorum; İstanbul'u ateşe verenlere, molotoflu saldırılarla, havai fişek saldırılarıyla şehirleri savaş alanına çevirenlere yargının hesap sorması ne zamandan beri siyasi soykırım oluyor? BDP rozeti takan parti üyelerinizin bu işlerin içinde ne işi var? Bakın BDP'nin terör ve şiddetle arasına mesafe koymasını talep eden sadece biz değiliz. Fransa Dışişleri Bakanlığı bir önergeye verdiği cevapta; "Kürt kökenli nüfusun seçilmiş temsilcileri, Kürt sorununa barışçıl çözüm arayışında saygın muhataplar olabilmeyi arzuluyorlarsa, AB'nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK'nın şiddetiyle aralarına net bir mesafe koymalı" deniliyor. BDP'lilerin kulakları bizim kamuoyumuza kapalı ama belki Fransızları dinlerler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.