Beyhude arayışlar

A -
A +

Yakın siyasi tarihimizin en ibretlik günlerini yaşıyoruz. Milletin yıllar önce demokrasi sandığında dersini verdiği insanlar yine sahneye çıkmanın yolunu arıyorlar. Sözümona İtalya'dan Romano Prodi'yi iktidara getiren "Zeytindalı" ittifakının bir benzeri Türkiye'de gerçekleşecek ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de Türkiye'nin Prodisi oluverecek. Hem coğrafyadan hem de siyaset biliminden geçer not alamayacak bir girişimle karşı karşıyayız sözün özü. Yerli zeytindalı projesi adına liderleri dolaşan Sayın Rahşan Ecevit, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den, CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'a; Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'tan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'e kadar pek çok adresi dolaştı. Daha şimdiden söyleyebilirim ki, bu arayışların beyhude olduğu ve olmayacak duaya amin demenin ötesinde bir sonuca varmayacağı gün gibi aşikar. Nitekim TBMM çatısı altında bulunan hiçbir muhalif partinin bu çağrıya itibar etmemesi dikkat çekici. AK Parti'yi eleştirmenin zemininin ve adresinin parlamento çatısı altında olduğunu gören ve başkaca arayışlara tevessül etmeyen bu partiler "milleti muhatap kabul eden", demokrasiyi kural ve teamüller bütünü içinde hareket eden bir tavır içinde hareket ediyorlar. Bütün bunlar ortadayken milletten en acı siyaset dersini alanların çıkıp hiçbir şey olmamış gibi kendilerinden bir çareymiş gibi bahsetmeleri ne hazin değil mi? Ziya Paşa "Hafızayı beşer nisyan ile malûldür" derken haksız değildi ama 2003 seçimlerinden önceki beş sene içinde yaşananlar, bu milletin hafızasına öyle güçlü bir şekilde nakşolundu ki yerli zeytindalı arayışlarından medet umanların çıkmaz sokağa saptıklarını ilan etmek için derin siyasi analizler yapmaya hiç de gerek yok. Türk milleti, Türk siyaseti böylesi girişimlere prim vermeyecek bir olgunluğa ulaşmıştır. Bundan şüphesi olanlar ise seçimlerde tekrar tekrar aynı dersi almayı sürdürecektir. Millet demokrasi dersini verir Sağlı-sollu geniş ittifak arayan Rahşan hanım Cumhuriyet ve laiklik adına yola çıktı. Durup dururken bu nerden icap etti diye sormak lazım; Türkiye'de laiklik tehdit altında mıdır? AK Parti hükümetinin bizim hiç bilmediğimiz ancak bu şahsiyetlerin özel araçlar kullanarak öğrendikleri karanlık hedeflerle yüklü gizli bir planı mı vardır? Parlamento iktidarıyla muhalefetiyle yerinde, mahkemeler çalışıyor, Anayasa başta olmak üzere yasalarımız yürürlükte. Türkiye'de paranoyalara, felaket tellâllarına pabuç bırakmayan bir demokratik kültür vardır. Cumhura rağmen Cumhuriyetçilik iddiasında bulunan bu kişilerin iddialarını, mesailerini anlamak hiç de zor değil. Bu Türkiye'nin İstikrarını yoktan sebeplerle riske atmaktan fayda görecek olan çevrelerin değirmenlerine su taşımaktır. Ancak şu unutulmamalı. Taşıma su ile değirmen dönmez. Ben eminim ki millete rağmen siyasi mühendislik yapan kişilerin hesapları sandık ortaya konunca ters dönecek ve bu kişiler milletten bir demokrasi dersi daha almak zorunda kalacaklardır. Böyle arayışlar yakın siyasi tarihte elbette ilk defa yaşanmıyor. Tecrübeyle sabit ki millet her defasında bu kişilere sandığa gömerek gerekli dersi vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin, laikliğin teminatı da zaten o çevreler değil sandık başında gerekli cevabı veren millettir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.