Bir kazanın anatomisi

A -
A +

Türk ve dünya tarihine geçecek, eşine az rastlanır bir kazaya tanıklık ettik. Bu kazayı 'Eşsiz' kılan unsur ne ilk, ne son olması, ne de kazanın boyutlarıydı. Kaza sonrası yaşananlar bu olayı zihinlerimize bir daha çıkmayacak şekilde kazımaya yetti. Neydi yaşananlar? Şok, üzüntü, güvensizlik, suçlama, soruşturma ve en önemlisi paranoya... Kaza haberi herkesin üzerinde büyük bir şok oluşturdu, derin bir üzüntüye sebep oldu. İnsanlar devletine, yargısına, savcısına olan güvenini yitirip, kimi suçlayacağını bilmeden herkesi suçladı. Kazaya ilişkin soruşturmalar sona ermeden tahriklerle toplum paranoyaya itildi. Bu özet tablodaki bir unsur var ki, onun yitirilmesi hepimize çok ağır bir bedel ödetecektir. O da GÜVEN... Bu bedelin kazanın faturasından daha da ağır olacağından kaygılıyım. Kaza haberi duyulur duyulmaz TCDD'de bugüne kadar görülmemiş bir canlanmaya, kımıldanmaya neden olan, herkesin başarılı bulduğu Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü istifaya çağırıldı. Hatta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bazı dost sohbetlerinde TCDD Genel Müdürünü başarılı bulduğuna ilişkin sözlerini tanıklardan dinledim. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi bu olayın, bir iddiayla ortaya atılan, hızlandırılmış tren seferinin başına gelmesi gerçekten talihsizlik. Ancak Ulaştırma Bakanı'nın, TCDD Genel Müdürü'nün bu kazanın hızlandırılmış trenden kaynaklanmadığını söylemesi yetmedi. Artık güven eksikliği başlamıştı... "Peki o zaman yabancı heyetler getirelim" denildi. Onlar da getirildi... Almanı, Hollandalısı, Korelisi, İspanyolu ardı ardına gelip gidiyorlar... Yetmedi... Bir de bağımsız kurul oluşturuldu. "Dikkat kaza olur" diye uyaran Prof. Aydın Erel "Bu kaza başka bir trende de olabilirdi. Hızlandırılmış trenden kaynaklanıyor diyemem" dedi. Yetmedi... Almanlar açıkladı: "Hat üzerinde bir anormallik görülmedi, geometrik bozukluk yok." Yetmedi... Bu sektörde demiryolcuların piri olarak bilinen Hollandalı Profesör Coenread Esveld, açıklama yaptı: "Hattın durumu iyi, raylar sağlam. Çeken, çekilen araçların durumları iyi. Bu hatta 80 km. hız yapılması gerekirken 130 km. hız yapılmış." Yetmedi... Bağımsız bilimsel kurul Başkanı Prof. Sıddık Binboğa açıkladı: "Raylar Avrupa standartlarında." Yetmedi... "Her yerde deliller karartıldı" lafı... Savcı açıklıyor: "Deliller karartılmadı. Savcılık tüm delillere ulaştı. İnanmıyoruz... Alman uzmanlar açıklıyor: "Yeterinden fazla delilimiz var." Olmaaaz... Mutlaka kararttınız?!. Güvenmeyeceğiz ya, bahane çok. Kendimize güveni kaybediyoruz Artık öyle bir hal aldı ki, devlet kendisinden şüphe eder hale geldi. 147 yıllık kurum şimdi ne yapıyor biliyor musunuz? Danimarka, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya ve İspanya demiryollarına birer yazı ile başvurup soruyor: "Aşağıda teknik özellikleri verilen hatta izin verilen azami hız nedir? Eğim:% 0.7 Dever: 130 mm Parabol uzunluğu: 90 m. Yarıçapı: 340 m, 345 m ve 350 metre Ayrıca dengelenmemiş yanal ivme değerleri 0.57, 0.65 , 0.85 ve 1.00 için yukarıdaki azami hızları değerlendirebilir misiniz?" Gelen cevaplar arasında TCDD'yi doğrular nitelikte ve 80 km. deniliyor. Hatta İspanya 90 km.'ye kadar çıkıyor. Devletin bir kurumunu kendisine güvensiz hale getirmeye çalışanların utanması gerekir. Toplumsal bir kazaya kurban gidip kendimize güvenimizi yitirdiğimizde ortaya çıkacak fatura, tren kazasıyla filan kıyaslanamayacak boyutlarda olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.