Bir tehlike daha kazasız atlatıldı

A -
A +

Ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarı açısından büyük bir tehlike daha kazasız atlatıldı. 12 Eylül'de referanduma sunulacak Anayasa Değişiklik Paketi'nin başına mahkemede bir iş gelseydi bugün borsalar alt üst olacak, belki erken seçim kararı alınacak, toplum ve siyaset gerilecekti. Türkiye üzerine kara bulutlar çökecekti. Çok şükür ülkemiz bu krizi de yara almadan atlattı. Yüce mahkemenin dengeyi gözeten, orta yolu tercih eden kararı, kimseyi memnun etmedi. Ama ben şahsen kararı sevinçle karşıladım. Çünkü karar, Anayasa değişiklik reformunun özüne bir zarar vermiyor, amacını değiştirmiyor. Çok önemsiz iki fıkra metinlerden çıkarılmış. Bence çok önemsiz. İşin ruhuna bir zararı yok. Evet doğrudur, Anayasa Mahkemesi değişikliği esastan da inceleyerek, Anayasanın 148. maddesine aykırı hareket etmiştir. Yetkisini aşmıştır. Bu eleştirilere sonuna kadar katılıyorum. Böyle bir uygulama TBMM iradesine müdahaledir. Kabul ancak, esasa girilmiş olsa da yapılan çok küçük müdahaleler değişikliğin reform niteliğini ortadan kaldırmıyor. Kim ne derse desin, tüm baskılara rağmen Anayasa Mahkemesi üyeleri ülkeyi krize sürüklemekten kaçındılar. Sağ duyu galip geldi. Şimdi söz sırası, milli iradenin gerçek sahibi millette. Zaten milletin onayına sunulacak bir değişikliği CHP'nin mahkemeye taşıması yanlıştı. Bırakın milletin önüne gelsin, yapılan değişiklikleri millet beğenmiyorsa "Hayır' diyerek iptal eder. Milletin yetkisini Anayasa Mahkemesi'ne kullanmaya çalışmak yanlıştı. 12 Eylül askeri darbesinin 30. yıldönümünde, darbecilerin hazırladığı darbe anayasasının önemli ve kritik bölümlerini değiştiren reform paketini halkımız oylayacak. Şu tesadüfe bakın 12 Eylül'de sabah gözlerini açanlar tankları, askerleri görmüştü. Tam 30 yıl sonra aynı gün halk sandıkta bu darbeyi yapanlardan hesap sorulmasının önünü açacak ve 12 Eylül rejiminin oluşturduğu bekçi kurumları belki de tarihin çöplüğüne yollayacak bir reform paketine oy verecek. İlginç bir tesadüf bu. Böyle tesadüflere 'kaderin cilvesi' diyorlar. Kim ne derse desin 30 yıldan sonra ilk kez antidemokratik darbe anayasasında bu çapta bir değişiklik ilk kez yapılıyor. Bu değişikliği önemsemeliyiz. AB, değişikliği, demokrasi açısından önemli ve başarılı bir adım olarak görüyor. Bu değişikliklerden sonra mevcut anayasanın antidemokratik yapısı tamamen ortadan kalkmıyor. Ama Yüce Meclisin yeni bir anayasa yapmasının önündeki psikolojik bariyerler bu değişiklikler sayesinde ortadan kalkıyor. Yargının ve bürokrasinin milli irade üzerindeki vesayeti bu değişikliklerle son buluyor. Fişlemenin tarihe karışması, darbecilere hesap sorulmasının önündeki engellerin kaldırılması, darbe rüyası görmenin ve darbeyi akıldan geçirmenin caydırılması, askere sivil yargı yolunun açılması, bireysel başvuru hakkı, kadınlara ve çocuklara pozitif ayırımcılık getirilmesi gibi değişiklikler çok önemli. Reform, adeta devrim niteliğinde. Kıskanmak yerine destek vermek ülkemizin çıkarınadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.