2008 finans krizi nasıl çıkmıştı? Özellikle Amerika'da bankalar ve finans kuruluşları çoğu ev kredisi olmak üzere riskli krediler dağıtmışlardı. Bu riskler gerçekleşti; Krediler dönmedi. Amerika ve Batının dev banka ve finans kuruluşları batma noktasına geldi. Bir kısmı battı ama büyük bölümünün açıklarını devletler üstlendi. Bu açıklar devletlerin açığı haline geldi. Devletler bu açıkları, yatırımla büyüme ile gidereceklerine borçlanarak giderdiler. O günden bu yana bütçe açıklarını ve borç stoklarını azaltacak tedbirleri almakta gönülsüz davrandılar. Geç kaldılar. Almanya ve Türkiye hariç kimse doğru-dürüst kalıcı tedbirler almadı. O krizin etkilerinin sıfırlanması için dünya ekonomisinin büyümesi gerekiyordu. Bu gerçekleşmedi. İşte 2008 krizinde devletlerin açığı haline gelen ve ülkelerin bütçe açığının artmasına, borç stokunun yükselmesine sebep olan mali açıklar, bu günkü krizi doğurdu. Bu kriz bizim krizimiz değil. ABD'nin ve Avrupa'nın mali krizi. Bu ülkelerin yüksek bütçe açıkları ve aşırı borçlanmaları nedeniyle ortaya çıktı. ABD'de ve Avrupa'da hükümetler maliye politikalarını artık sürdüremiyorlar. Avrupa'da Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'nın maliye politikaları çöktü. İtalya'nın dış borcu ürkütücü. Bu ülkelere borç veren Fransa ve Almanya bankaları panikte. Hem borç alanlar zorda hem de borç verenler... ABD'nin de borçlanma sınırını artırmak için kongre ile son dakikaya kadar anlaşamaması kredi değerlendirme kuruluşlarını ürküttü ve ilk kez çok da gereği yokken not düşürdüler. ABD'nin de uzun vadede maliye politikalarını sürdüreceğine olan güven azaldı. Tüm bu gelişmeler piyasaları panikletti. Aslında bu kriz ekonomik olmaktan çok politik bir kriz. ABD'de ve Avrupa'da yönetimlere olan güven azaldı. Bu kriz Türkiye'yi çok fazla etkilemez. Avrupa ile ihracatımızı etkiler. Onun yerine ihracat yapılacak Orta Doğu pazarlarındaki Arap Baharının etkileri de ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Ama bu krizde en az etkilenecek ülke Türkiye'dir. Neden mi? Çünkü? a.Türkiye'nin makro ekonomik dengeleri çok sağlam. Mesela Türk ekonomisinin çok şükür bütçe açığı yok. İlk 6 ayda bütçe fazlası bile var. b.Türkiye'nin kamu dış borcu, Merkez Bankası ile Hazine'nin elindeki rezervleri çıkarırsanız, milli gelirin yüzde birinden fazla değil. Ayrıca Türkiye'nin kamu borç stoku Maastricht kriterlerine göre çok iyi durumda. Kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 40'ın altında. c. Türkiye'de bankacılık sektörünün yapısı sağlam. Bankaların riskleri yok. Bankalar ihracatın dinamosu olan KOBİ'lere kredi vermek için yarışıyor. Bankaların kredi verme sorunu yok ve bankaların yapısı sağlam. d.Ekonomilerde altın kural siyasi istikrar, güçlü hükümet ve güvendir. Türkiye'de yeni seçilmiş güçlü desteğe sahip bir iktidar var. Siyasi istikrar sorunu yok. Hem hükümet hem ekonomi yönetimi çok tecrübeli. Bu yönetim 2009'dan başlayarak çok önemli reformlar yaptı. Yapmaya da devam ediyor. Tüm bu nedenlerle bu kriz bizi çok fazla etkilemez. Dışarıdan bakıldığında bizim ekonomik yapımızda kırılganlık oluşturacak tek alan cari açık sorunu. Dış dünya ile yaptığımız ticarette açık veriyoruz. Bu açığın en büyük sebebi enerjide dışa bağımlı olmamız. 70 milyar dolarlık cari açığın 45 milyar doları enerji ithalatından kaynaklanıyor. Önümüzdeki aylarda cari açığı düşürmek için önemli tedbirler alındı. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Krizin borsamızı etkilemesinin sebebi, borsadaki yatırımcıların yüzde 60'ının yabancı kaynaklı yatırımcı olmasından kaynaklanıyor. Türkiye ilk 6 ayda yüzde 11 büyüme oranı yakaladı, işsizlik düştü. Dünyanın bu krizden kurtulmasının tek çaresi büyümedir. Türkiye yüksek oranda büyümeye devam edecek. Bu krizi bizim fırsata dönüştürmemiz mümkün. Türkiye'de ekonomi yönetimi dikkatini yatırım ortamının iyileştirmesine ve rekabet gücünün arttırılmasına vermelidir.