Bugünlerde meclis çatısı altında yaşananları tarih yazacaktır. Bir tarafta ülkemizin her alanda gelişmesini engelleyen 12 Eylül Darbe Anayasasını değiştirmek için çaba sarf eden "değişimciler", diğer tarafta mevcut anayasanın değişmesine karşı çıkan "statükocular" kıyasıya bir mücadele veriyorlar. Millet bu mücadeleyi dikkatlice izliyor. Günü geldiğinde hangi tarafta yer aldığını herkesin gözüne sokacaktır. Parti kapatmalarını zorlaştıran 8'inci maddenin anayasa değişiklik paketinden düşmesinden sonra Anayasa Mahkemesi'nin yapısını düzenleyen maddenin akıbeti için gözler meclise çevrilmişti. O madde 337 oyla Meclisten geçti. Yazımı kaleme aldığım saatlerde paketteki üçüncü kritik madde olan 23. madde henüz oylanmamıştı. HSYK'nın yapısını düzenleyen bu kritik maddenin de 330'un üzerinde oy alacağını tahmin ediyorum. Bundan sonra ne olur? Bugün ya da yarın paketin tümü üzerinde genel bir oylama yapılacak. Eğer bu oylamada "Evet" oylarının sayısı 330'un altına düşerse paketin tamamı düşmüş olacak. Bu nedenle bu son oylama, çok kritik ve önemli. Eğer gerçekten derin bir el bu Anayasa değişikliğini engellemek istiyorsa bu oylama esnasında elindeki bütün kozları harekete geçirecektir. Ancak "Değişim" yanlıları da bu muhtemel oyunu bekledikleri için herhalde bu oyunu boşa çıkarmak amacıyla işi sıkı tutacak ve bütün tedbirlerini alacaklardır. Tümü üzerindeki oylamada yeterli "evet" oyu çıkarsa paket cumhurbaşkanına gönderilecek. Cumhurbaşkanı da Meclis'te 330 ile 367 arasında bir oyla kabul edildiği için paketi referanduma sunulmak üzere Resmi Gazete'de yayınlattıracaktır. Paketin Resmi Gazete'de yayınlandığı gün, bu konuda antrenmanlı olan CHP koşa koşa Anayasa Mahkemesi'ne gidecek ve yüksek mahkemeye; "Bu paketin millete gitmesini engelle" diyecektir. Aynı anda referandum takviminin belirlenmesi ve gerekli hazırlıkların yapılması için Yüksek Seçim Kurulu harekete geçecektir. Ben yüce mahkemenin meclis çatısı altında milletin temsilcilerinin üzerinde tam olarak uzlaşamadıkları konular için milli iradenin gerçek sahibi olan millete gidilmesinin önüne engel çıkarabileceğine ihtimal vermiyorum. Meşruiyetini milleten alan ve millet adına karar veren bir organ, 'millete gitmeyin' diyemez. Ayrıca paketin tamamını inceleyen hukukçular "8. madde hariç Anayasaya aykırılık adına tartışılacak bir düzenleme yok" diyorlardı. 8. madde de paketten düştüğüne göre sorun yok demektir. Ben Yüksek Seçim Kurulu konusunda endişeliyim. Son bir aydır bazı çevrelerin kurula ziyaretlerinin arttığını gördük. Yüksek Yargı, bürokratik vesayet ve pakete karşı çıkan bazı siyasi partiler Kurul'a baskı yapacaktır. Umarım kurul üyeleri bu baskılara dayanırlar. Dayanamaz iseler CHP'nin iddia ettiği gibi, "Referandum bir seçimdir. Seçim Kanunu kapsamındadır. Anayasanın 67. Maddesine göre Seçim Kanunu'nda yapılacak değişiklikler bir yıl süre ile uygulanamaz" diyebilirler. Böyle zorlama bir yorumla çılgınlık yapılarak millete gitmenin önüne suni engeller çıkarılabilir. Ben CHP'nin yerinde olsam ne Anayasa Mahkemesi'ne giderim ne de YSK'ya baskı yaparım. Çıkar meydanlarda derdimi millete anlatırım. CHP millet yerine mahkemeye giderse bir yıl sonraki seçimde millet CHP'ye "Bana niye geldin, mahkemeye git. Onlar seni iktidar yapsın" diyebilir. MHP paketin tümü üzerindeki oylamada, "Evet" oyu verip, CHP ile bölücülerle aynı fotoğraf karesinde yer almamalıdır.