Üç dönemdir DSP listesinden Eskişehir Belediye Başkanlığına seçilen Yılmaz Büyükerşen'i severim. Sol partilerden seçilip de belediye başkanlığı görevinde başarılı olmuş nadir isimlerden birisidir. Her ne kadar, "Belediyeye bağlı şirketlerden kızının ve damadının 'doğrudan veya dolaylı' ortak olduğu firmalara yüzlerce ihale verdi" iddiaları gündeme geldi ise de henüz bu iddialar ispatlanmış değil sanırım. Üç dönemdir Eskişehir halkının iradesiyle o göreve seçildiğine göre bu kente, önemli hizmetler yaptığı açıktır. Hem bilim adamı kimliği hem de siyasetçi kimliği ile saygı duyduğum ve solda kendisine sempati ile bakılan önemli bir figürdü Sayın Büyükerşen. Ancak Hoca'nın, üç dönemdir kendisini o koltuğa taşıyan DSP'ye ve DSP örgütlerine yaptığı muameleyi doğru bulmuyorum. Kendisinin siyasete girmesine vesile olan rahmetli Ecevit'in de herhalde kemiklerini sızlatmıştır. Hoca'nın istifa gerekçesini bilmiyorum. Ancak DSP'nin kendisini partiden ihraç etmesi için ne gerekiyorsa onu yapmıştır. Siyasi etik açısından yanlış olan bu davranış, Hoca'nın güvenirliğini zedelemiştir. DSP'yi yok sayarak CHP'ye yanaşmıştır. Bu nezaketsizliği içine sindiremeyen DSP yönetimi Hoca'yı ikaz edince o da istifa edip CHP'ye geçeceğini açıkladı. Siyaset böyle bir şey herhalde! DSP'nin en güçlü döneminde partiye girip koltuğu kapacaksın ama rüzgâr yön değiştirince yelkenlerini yeni rüzgâra göre ayarlayacaksın. Yol arkadaşlığı, vefa gibi meziyetleri katledeceksin. Yazık Hoca'ya yakışmaz, bu olup bitenler. Hoca aldığı kararın ahlaki olduğuna inanıyorsa DSP örgütünün emeği ile oturduğu belediye başkanlığı koltuğunu hemen boşaltarak görevinden istifa etmelidir. O zaman herkesin Hoca'ya duyduğu saygı devam eder. Şu anda yapılan siyasi bir fırsatçılıktır. Peki, sizce Hoca'nın bu şekilde hareket etmesinin sebebi nedir? Mevcut durumu ve siyasetin geleceğini analiz ettiğinizde ortaya üç sebep çıkıyor. Ya Hoca muhtemelen 2014 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin desteği ile 'solun ortak adayı' olmayı planlıyor. Ya da Hoca Haziran 2011 seçimlerinin sonucunu gördü. Seçimlerde Sayın Kılıçdaroğlu'nun başarısız olacağını fark etti. Seçimlerden sonra şimdi üyesi olacağı CHP'nin lider arayışının adresi olmayı planlıyor. En zayıf üçüncü ihtimal de 2014 yılında yapılacak mahalli seçimlerde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmayı hayal ediyor. Sayın Büyükerşen'in, İstanbul sermayesi ve CHP'ye yakın bazı medya patronlarıyla sıkı bir dostluğu ve iş birliği var. Bu güçler Büyükerşen'i İstanbul'un patronu olarak görmek istiyorlar. Çünkü çıkarları bunu gerektiriyor. Herkes bugünden geleceğin hesaplarını yapıp ona göre hamlelerini gerçekleştiriyor. Bu üçüncü ihtimalde Hoca'nın önündeki tek engel, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül. O da partisini kapatıp arkadaşlarıyla birlikte Kemal Bey'e destek oluyor. Bu fedakârlığının karşılığını ve Şişli'deki başarılı belediye başkanlığını ileri sürüp CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmayı talep edecektir. Gördüğünüz gibi CHP'nin geleceği veya Sayın Kılıçdaroğlu'nun başarısı çok kimsenin umurunda değil. Herkes adım atarken CHP'yi basamak yaparak yarın gelebileceği yerlerin hesabını yapıyor. Herkesin bir hesabı var ama seçmenin hesabını da unutmamak lazım...