Mübarek Ramazan Bayramı'nı bugün huzur ve güven içerisinde idrak ediyoruz. Okuyucularımın bayramını kutluyor, nice huzurlu bayramları birlikte kutlamayı diliyorum. İnşallah pazar günü de demokrasi bayramını hep birlikte yaşarız. Sevgili okuyucularım, Anayasa değişiklik paketine karşı 'hayır' kampanyası yürütenler sinirlenmeye ve hırçınlaşmaya başladılar. Ellerine çamuru almışlar her yere sürüyorlar. HSYK Başkanvekili'nin ve Yargıtay Başkanı'nın açıklamalarını dinlediyseniz bu durumu anlamışsınızdır. Nedir yüksek yargıyı çıldırtan? HSYK üyelerinin sadece yüksek yargı tarafından seçilmemesi onları delirtiyor. 12 Eylül rejiminin bekçisi konumunda olan yüksek yargının adalet sistemimiz üzerinde kurduğu hegemonya yıkılıyor. Artık davalara müdahale edemeyecekler. Artık generallerin emri ile savcıları işten atamayacaklar, Susurluk ve Ergenekon gibi önemli davalara müdahale imkânı bulamayacaklar. Çıldırmalarının, kontrolden çıkmalarının sebebi bunlardır. "Hayırcılar üzerinde baskı kuruluyor" iddiasını dile getiriyorlar. Bunlar çok pişkin, İzmir mitinginde 'Evet' diyen Sezen Aksu'ya, Orhan Gencebay'a ve Orhan Pamuk'a tehditler savuran Sayın Kılıçdaroğlu değil mi? "Evet" diyen herkesi 'AK Parti yalakası' olmakla suçlayan bunlar değil mi? Sayın Kılıçdaroğlu Anayasa değişikliğine tam destek veren AB Komisyonu'nu, Avrupa Konseyi'ni ve Venedik Komisyonu'nu bile tehdit etmedi mi? Sayın Kılıçdaroğlu 'Evet' yanlısı tutum sergileyen AB temsilcileri için "Kapalıçarşı'dan hediye karşılığı 'Evet' diyorlar" sözünü sarf edecek kadar kendini küçültmedi mi? NTV'de katıldığı bir programda neredeyse bütün basını AK Parti destekçisi ilan edip aba altından sopa gösteriyor. Genel Başkanlığını tebrik etmek için talep ettiğimiz randevuyu sonsuza kadar erteleyen bir siyasetçiye nasıl yer vereceğiz? Hani kapınız herkese açıktı? Ellerindeki çamuru her yere sürüyorlar. Efendim "Başbakan kimin parası ile referandum kampanyasını yürütüyor" diye soranlar kendi kampanyalarını kendi ceplerinden mi karşılıyorlar? CHP her yıl Hazineden trilyonlarca lira destek almıyor mu? Siz de, AK Parti de Hazineden aldığı paralarla bu kampanyaları yürütüyor. Dün bir gazetede okudum. Sayıştay, Kılıçdaroğlu'nun mahalli seçimlerde İstanbul Belediye Başkanlığı seçim masraflarının bir kısmını CHP'li Bakırköy Belediyesi'ne yaptırdığını belirlemiş. Ne diyeceksiniz, dürüstlük abidesi Kemal Bey? Siz elinizde hiçbir bilgi, belge ve kanıt olmadan insanlara meydanlarda 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar, siyasetten zenginleştiler, altın muslukta ellerini yıkıyorlar, kul hakkı yiyorlar, çalıyorlar, çırpıyorlar' derseniz ve bu mesnetsiz iddialarınızı kanıtlayamazsanız, bu tür değerlere önem veren insanları gerersiniz. Onlar da size 'İspatlayamaz isen...' diye başlayan ağır cümlelerle cevap verirler. Manevi değerlerine önem veren, 'Kul hakkı' yediğinde öbür dünyada helak olacağına inanan insanlara siyasi amaçlı da olsa bu tür mesnetsiz suçlamalar yöneltirseniz onlardan her türlü tepkiye hazır olmalısınız. İddia ettiğiniz suçlamalar sıradan şeyler değil. Bu insanların 'Kul hakkı' yediğine ilişkin belge ve kanıt varsa ne duruyorsunuz? Neden Cumhuriyet savcılarına başvurup dava açmıyorsunuz? 'Çamur at izi kalsın' yöntemi eskidi artık. Yalancının mumu 13 Eylülde söner!