Osmanlı Devleti, Cihan Harbi'nde Galiçya'dan Süveyş'e pek çok cephede savaştı. Ama Çanakkale'deki hem deniz hem de kara savaşlarında alınacak sonuçlar çok önemliydi. Çünkü İtilaf devletleri, bu cepheyi açarken amaçları Osmanlı Devleti'nin kalbgâhı olan İstanbul'u ele geçirerek bir yandan Almanya'yı önemli bir müttefikinden mahrum bırakmak, diğer yandan iç-dış sorunlarla boğuşurken yıkılma noktasına gelen Çarlık Rusya'sının imdat çağrılarına yetişmekti. Üstelik İstanbul düşürülerek Osmanlı Devleti bertaraf olunca o güne dek tarafsız Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan'ın da İtilaf Devletleri'ne katılmaları sağlanacak ve Almanya çevrelenecekti. İngiltere ve Fransa'nın çok önemli bir başka hesapları da İstanbul'un düşürülmesi ile Müslüman sömürgelerin moralleri ve bağımsızlık hayallerinin yıkılmasıydı. İngiltere ve Fransa zaferden o kadar emindi ki, Çanakkale Boğazı'ndan geçmek onlar için bir bayram günü yapacakları resmi geçitten farksız olacaktı. Zamanın güçlü devletlerinin boğazlara olan iştahının uzun bir geçmişi vardı. Nitekim Rusya'nın sıcak denizlere ulaşma emelleri de; İngiltere'nin, "denizlere egemen olan dünyaya hakim olur" teorisi de hep bizim boğazlarımızda düğümlenmekteydi. Bunu gören Napolyon "İstanbul bir anahtardır. Istanbul'a egemen olan dünyaya hükmedecektir. Eğer Rusya, Çanakkale Boğazı'nı ele geçirecek olursa, Tulon, Napoli ve Korfu kapılarına dayanmış olacaktır" diyerek bölgenin önemini vurgulamıştı. Rus Dışişleri Bakanı Sazanoff da Çar tarafından onaylanan bir raporunda; "Boğazların Rusya dışında güçlü bir devletin eline geçmesi, tüm Güney Rusya'nın ekonomik hayatının, o devletin egemenliği altına girmesidir" demekte ve bu durumun önlenmesi için, İstanbul'un alınmasının şart olduğunu söylüyordu. İngilizler, boğazları ele geçirmek için donanmalarının yeterli olacağına inanıyor, planlarını ona göre yapıyorlardı. Nitekim, Çanakkale Savaşı yüzünden bakanlık görevinden istifa edecek olan zamanın Bahriye Nazırı Churchill'in bu fikri, Akdeniz filosu komutanı Amiral Carden tarafından da desteklenince harekatı, tarihinde hiç yenilgi almamış olan İngiliz donanması ve ona destek veren Fransız donanmasının yapmasına karar verildi. İngilizlerin silahlarına, teknolojilerine güveni tamdı. Zaten saldıracakları devlet de yıpranmış, teknoloji açısından zayıf ve parçalanmak üzere olan "hasta adam" olarak isimlendirdikleri Osmanlı idi. İtilaf Devletleri yöneticilerine göre Osmanlı, bu donanma ile asla baş edemezdi. Ancak evdeki hesap cepheye uymadı. İstila girişimi sert bir duvara yani Milli Şairimiz Mehmet Akif' Ersoy'un dediği gibi "medeniyet denilen tek dişi kalmış canavara" karşı göğsünü siper eden Asım'ın nesline çarparak paramparça oldu. Müttefik Orduları Başkomutanı General Hamilton'un satırlarından Çanakkale Savaşı'nı bize kazandıran hasletimizi hep birlikte okuyalım: "Evet insan ruhunu yenmek mümkün olmuyor. Dünyada hiçbir ordu, bu kadar sürekli ayakta kalamaz. Sadece bugün 1.800 şarapnel attık. Aylardan beri gece gündüz savaş gemilerimiz mevzilerini bombalıyor. Son derece hırpalanmış Türkleri koruyan Allah'tan ayırmak için başka ne yapılabilir?" Ne diyor Mehmet Akif, o kahramanlar için: "Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor; Bir hilâl uğruna, yâ Rab ne güneşler batıyor! Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer." 18 Mart 1915 Deniz Zaferi ile Çanakkale Boğazı adeta İtilaf Devletleri donanmasına mezar oldu. Zafer Akşamı İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı'nı terkederken, Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa'nın sözleri tarihe geçti: "Gidiyorlar, geçemediler, geçemeyecekler!" İngiltere Deniz savaşlarından sonra strateji değiştirerek, Gelibolu yarımadasını ele geçirmek için kara savaşlarını başlattı. Bu saldırılara da kahraman şehit ve gazilerimiz vücutlarını siper ederek, geçit vermediler. Savaş boyunca İtilaf devletleri 300.000 kadar, Türk Ordusu da 250.000 civarında kayıp verdi. Çanakkale Savaşları sonucu Dünya tarihi yeniden yazıldı. Çünkü Çanakkale savaşları sonucu İngiltere ve Fransa'dan beklediği yardımı alamayan Rusya'da Çarlık düzeni yıkıldı ve Bolşevikler amacına ulaştı. İngiliz devlet adamı Churchill'in deyişiyle Viyana'dan Hindistan'a dünya siyasi haritası değişti. İtilaf Devletleri'nin savaştan önce anlaştıkları dünya düzeninin kurulması önlendi. Kazanılan zaferle Türk milleti arka arkaya kaybettiği savaşlardan sonra kendine güvenini kazanırken Kurtuluş mücadelesinin de temelleri atıldı. Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü nedeniyle tüm tarihimiz boyunca ve bugün terörle mücadele ederken vatanımız için canlarını veren tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. Gazilerimize de ne kadar teşekkür etsek azdır.