Ümraniye'de ele geçen el bombalarının soruşturmasında yapılan teknik takipte ölüm listeleri ve suikast timleri hazırlığı yapan 'Ergenekon' adlı yapılanmanın izi bulunmuş. Örgüt bir tetikçiye şifreli bir liste verince polis savcının talimatı ile birçok ilde 40 ayrı noktaya operasyon yapmış ve 33 kişi gözaltına alınmış. Gözaltına alınanlar arasında Veli Küçük'ten tutun da Kemal Kerinçsiz, Drej Ali lakaplı Ali Yasak, Sami Hoştan ,Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, Gülay Kömürcü gibi kamuoyunun yakından tanıdığı tipler var. İddiaya göre daha önce tutuklanan Oktay Yıldırım'ın evinde ele geçirilen bilgisayarlarda, 'Ergenekon' adlı bir yapılanmanın işaretleri ve örgüt manifestosu bulunmuş. Telefon dinlemeleri sonucu bu son tutuklamalar yapılmış. Suikast listesinde Diyarbakır Belediye Başkanı, DTP'li milletvekilleri, Fehmi Koru, Orhan Pamuk gibi isimler var. Ergenekon yapılanması içinde olan kişilerin Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek hamisi olduğuna yürekten inandığı iddia ediliyor. Emekli bazı asker ve bürokratlarla birtakım sivillerin iş birliği yaparak, vatanı kurtarmaya soyundukları iddiaları son yıllarda yaygın. İsimlere dikkat edin; yeraltı dünyasının ünlü isimleri, kumarhaneciler, mafya, TSK'da alanlarında başarılı bulunmadıkları veya disiplinsizlikleri nedeniyle emekli edilmiş askerler... Tam bir taşeron mafya yapılanması. Ümraniye'de ele geçirilen bombalar olayında, kanlı Danıştay saldırısında, Hrant Dink cinayetinde, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması olayında, Trabzon'daki rahip cinayetinde aynı isimler geçti, aynı yapılanmanın izleri vardı. Tüm bu olup bitenler AB ile müzakerelere başlamış bir Türkiye için tam bir utanç tablosudur. Tüm devlet adamları ve kurumları bu gerçeği artık kabul etmeli ve olayların üzerini örtme hastalığından ivedi olarak vazgeçmelidir. Devlet denilen mekanizma tüm eylem ve işlemlerinde hukuka uygun hareket etmek zorundadır. Devlet adına hareket ettiğini iddia eden insanlara hiç kimse itibar etmemelidir. Özellikle TSK'dan emekli veya atılmış bazı eski askerlerin bu tür oluşumların içinde yer alması çok üzücüdür. Ama emekli bir asker olarak şunu çok iyi biliyorum ki, bu tip insanlar TSK tarafından dışlanmıştır. Orduevlerine dahi sokulmazlar. Kerameti kendinden menkul bu tür hastalıklı tipler TSK'ya büyük zarar vermektedir. TSK ile bağlantılı oldukları iddiaları kesinlikle doğru değildir. Bu tipler kendilerine böyle bir hava vererek kişisel çıkar sağlamaya çalışan, menfaat karşılığı kullanılmaya müsait tiplerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve rejimini korumak için TSK'nın her türlü imkan ve kabiliyeti vardır. Bu tip çapulculara muhtaç olacak ve hukuk dışı yollara tevessül edecek kadar da güçsüz değildir. Bu kez hükümet yargıya her türlü desteği vermeli ve Türk yargısı, Türk demokrasisini bu çetelerden kurtarmalıdır. Ülkemizde kendisini hukukun ve millet iradesinin üzerinde gören bazı kesimler, bu çeteleri kullanarak demokratik sistemi, Türkiye'nin AB yolculuğunu kesintiye uğratmak çabası içindedirler. Bu çeteler tasfiye edilmeden ülkemizin sağlıklı bir demokratik ortama kavuşması imkansızdır. Bu çeteler AB'ye karşı, hükümete karşı, özgür düşünceye karşı. 301'i sömürüyorlar. Cumhuriyet mitinglerinin arka planında bunların izleri vardı. Bunlar her fırsatta TSK'yı kışkırtır, darbe çağrısı yaparlar, Kürt-Türk çatışmasını körüklerler. Eğer iddia ettikleri gibi devletin gerçek sahipleri bunlar ise yazık bu devlete, sahipsiz kalsın daha iyi. Vatanın selameti için mi, yoksa bu perde altında kendi menfaatleri için mi çalışıyorlar? Haydi cesaret, bu kez gerçekten sonuna kadar gidin. Korkmayın, eğer var ise Devlet artık bağırsaklarını temizlesin. Bu görüntü hoş değil.