Bir kaset operasyonu ile CHP'yi dizayn edenlerin hedefi CHP'yi gerçek bir sol ve demokrat parti haline getirmek miydi yoksa CHP'nin milletten fazla oy almasını sağlamak ve AK Parti'ye alternatif oluşturmak mıydı? CHP'yi dizayn edenlerin hedefi CHP'yi gerçek sosyal demokrat bir parti haline getirmek olsaydı herhalde yeni CHP, Ergenekon'a, Balyoz'a mesafeli durur bu davaların avukatlığına soyunmaktan hızla uzaklaşırdı. Bu maksatla dizayn edilmiş bir CHP'de Ergenekon sanıkları ve solla ilişkisi olmayan kişiler asla milletvekili adayı olamazlardı. Sosyal demokrat bir siyasi çizgiyi hedefleyen bir siyasi partinin lideri, 'hükümeti cebir ve şiddet kullanarak devirmek' iddiasından dolayı mahkeme kararı ile tutuklanan bir orgenerale sahip çıkar mı? "Sakın bildiri yayınlamayın, tepki vermeyin, yoksa iktidar partisinin oyu artar. Mağdur olan askerdir" diyerek TSK'ya yalvarır mı? Sosyal demokrat çizgide siyaset yapmak isteyen bir siyasi parti liderinden beklenen, "Rütbesi, mevkii ne olursa olsun hiç kimse suç işleme ayrıcalığına sahip değildir. Orgeneral de olsa adalete hesabını versin, aklanıp gelsin" mealinde bir açıklama yapmasıdır. Ama Kemal Bey bir taraftan demokrasi raporu ile gözümüzü boyuyor diğer taraftan statükoya, Ergenekon'a sahip çıkıyor. Askere selam çakıp bildiri yayınlamamaları ricasında bulunuyor. TSK'nın bildiri yayınlamasını anti demokratik bir yol olarak gördüğü için değil iktidar partisine oy getirir korkusuyla ricacı oluyor. Bu mantıktaki bir genel başkan bir yandan askerlere "Ne olur bildiri yayınlamayın" diye yalvarıyor diğer yandan "Genelkurmay Başkanı 'meclis'e istendiğinde hesap verecek" vaadinde bulunuyor. Kemal Bey hangisine inanalım, bugün yaptığınıza mı yarın için vadettiğinize mi? İşte bu çelişkiler nedeniyle sizin vaatlerinizde samimi olduğunuza inanmıyorum. Söylemlerinizle eylemleriniz birbirine uymuyor. Söyledikleriniz vadettikleriniz kulağa çok hoş geliyor ama yaptıklarınıza baktığımda bu hoş vaatleri sadece daha fazla oy almak için yaptığınıza inanıyorum. Her vaadinizin arkasına koyduğunuz 'koşulların olgunlaşması...' şartı beni şüpheye düşürüyor. Yerel yönetimlere özerklik diyenlerin listesinde Celal Doğan aday olamıyor. Haberal'ı, Aygün'ü ve Demirel'in ağır toplarını listelerin ön sıralarına koyup Diyarbakır'da Kürtlere demokrasi nutku atmak yaman bir çelişki. Sayın Kılıçdaroğlu'nun demokrasi raporu ile vadettiklerini yapabilmesi için önce yüzde 15-18'lik kemikleşmiş ulusalcı tabanı kaybetmeyi göze alması gerekiyor. Bence yeni CHP diye bir şey yok, daha fazla oy almak için yeni taktikler var...