Sayın Baykal, Ergenekon soruşturmasının AK Parti'ye açılan kapatma davasına misilleme olarak yürütülen siyasi bir soruşturma olduğunu söylüyor. Hepimiz biliyoruz ki Ergenekon soruşturması 13 ay önce, AK Parti kapatma davası ise 4 ay önce başladı. Baykal'ın mantığı ile bir misillemeye hükmedilecekse kapatma davası Ergenekon soruşturmasının bir misillemesi olabilir. Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partinin Genel Başkanının iddianamenin gecikmesine, tutuklulardan birisinin sağlığının bozularak hayatını kaybetmesine itirazını-isyanını anlarım ve desteklerim. Ancak bazı çevrelerin örgütlenerek veya iş birliği yaparak TBMM'yi yok sayacak, sivil siyasetin alanını kontrol altına alacak birtakım girişimleri nedeniyle yargının önüne çıkarılması girişimine CHP'nin karşı çıkmasını, soruşturmayı yürüten savcıları ve tutuklamalara karar veren hakimleri engellemeye, baskı altına almaya çalışmasını anlayamıyorum! Sayın Baykal'ın endişesi nedir? AK Parti'ye açılan kapatma davasını eleştirenlere; iddianameyi cılız ve yetersiz bulanlara, "Yargıya müdahale etmeyin. Yargı tarafsız ve bağımsızdır. Şeriatın kestiği parmak acımaz" diyen Baykal'a ne oldu da Ergenekon soruşturması nedeniyle yargıyı yerden yere vuruyor. CHP'nin Ergenekon soruşturmasından partileri ve bazı üyeleri açısından bir endişesi mi var? Yoksa CHP'nin, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklananlarla bilmemizi istemedikleri bir organik bağları mı var? Veya CHP, Ergenekon'dan içeriye alınanlarla birlikte iddia edilen faaliyetleri sürdüren bazı önemli şahsiyetleri 22 Temmuz seçimlerinde vekil yaparak dokunulmazlık zırhına mı büründürdü? Bir siyasi partiye yakışan iddianamenin açıklanmasını beklemek ve iddianame açıldıktan sonra demokratik rejime her türlü anti demokratik müdahale girişiminin sonuna kadar soruşturulmasını desteklemektir. Bunun dışındaki çıkışlar "CHP Ergenekon'un arka bahçesidir" suçlamalarına haklılık kazandırır. Fikret Bila'nın eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral (E) Özkök'le yaptığı mülakat önemli. Bila'nın darbe girişimleri iddiaları için kaynak olarak gösterilen günlüklerle ilgili sorusuna verilen cevap konuyu yeni bir boyuta taşımıştır. Sayın Orgeneral (E) Özkök'ün "Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur" açıklaması benim açımdan bu konu ile ilgili tartışmayı bitirmiştir. Yargı bu konuyu sorgulamalı, ülkesini seven demokrasiyi benimseyen herkes de bu konuda yargı organlarına destek olmalıdır. Ancak o zaman bu tüm olup bitenden demokrasimiz daha da güçlenerek çıkabilir.