CHP'de ne değişecek?

A -
A +

Sayın Baykal'a düzenlenen komplo sıradan bir iş değil. Bunu düzenleyenlerin hedefi sandık yoluyla AK Parti iktidarından kurtulmak. Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi bireysel ve ulusal çıkarlarının önünde engel olarak gören iç ve dış çevreler, bir iktidar alternatifi oluşturabilmek için önce CHP ve MHP'nin yakınlaşmasını sağladılar. Ancak oyları bir koalisyona yetmiyordu. Oylarını artırmak gerekiyordu. Baykallı CHP yüzde 24'leri geçmiyordu. Solun yüzde 30'lar bandındaki oylarını CHP'ye toplamak gerekiyordu. Baykal'ın varlığı buna engeldi. Kurultaya on gün kala kaset operasyonu ile Baykal gönderildi. Bir piar çalışmasının ürünü olan Kılıçdaroğlu malum medyanın inanılmaz desteği ile CHP'nin başına getirildi. Rahşan Hanım dahil solun tüm küskünleri CHP çatısı altında psikolojik bir operasyonun etkisi ile toplandı. Fırtınaya dönüştürülmesi zor olan suni bir rüzgâr oluşturuldu. Yakında Sarıgül de aynı çevrelerce ikna edilip CHP'ye getirilirse hiç şaşırmam. Seçimlere bir yıl kala medyanın da desteği ile bir CHP-MHP koalisyonu kurulmak isteniyor. Bu projenin arkasında Alman ve İsrail istihbaratının da desteği olduğunu düşünüyorum. Onlar Tayyip Erdoğan'ı başlarının belası olarak görüyorlar. İçerideki işbirlikçileri ise malum medya ve yeminli AK Parti karşıtı çevreler. Peki bu proje başarılı olur mu? Zor görünüyor. Siyaset mühendisleri yine milleti hesaba katmamışlar. Kasket takarak, spor kıyafet giydirerek bir gecede halkçı bir lider, ikinci Karaoğlan çıkarma çabası sırıtıyor. Sayın Baykal; "Size yönelik bir medya operasyonu yapıldı mı?" sorusuna yaşananlar için, "Bir medya operasyonu çok açıktır. Medya bir planı, bir hesabı olduğundan dolayı partiye ilgisini yüksek tuttu" diyor. Sanki millet bir medya operasyonunun farkında değil mi? Bizlere "yandaş medya" diyenler meğer "yandaş-yoldaş" ve hatta "candaş" olmak için sabırsızlıkla bugünleri bekliyorlarmış. Onlar gazeteci olduklarını unutup işi Kılıçdaroğlu'na konuşma hazırlama noktasına kadar getirdiler. Masaların üzerine çıkıp alkışladılar. Ekranlarını, sayfalarını ve köşelerini gönüllü olarak tahsis ettiler. Bir haftada adamcağızı Başbakan yaptılar. Kurultayı yönlendirdiler. Sanki kurultay salonundaki hava tüm Türkiye'de esiyormuş gibi bir tablo çizdiler. Kılıçdaroğlu'nu bir medya balonu haline getirdiler. Öyle bir pohpohluyorlar ki sanırsınız Kemal Bey, Baykal döneminde grup başkanvekili değildi. O icraatlara ortak değildi. Unutulmasın ki iktidara medya sayesinde değil milletin teveccühü ile gelinir. Sayın Kılıçdaroğlu kurultayda yolsuzluk ve yoksullukla mücadele dışında ne söyledi? İlgimi çeken tek vaadi seçim barajının düşürülmesi oldu. Bakalım ona da "Hep danışacağım" dediği Baykal ile statükonun ve politbüronun baş mimarı Önder Sav müsaade edecek mi? Lider değişti ama kadro değişmedi. Ergenekon'un avukatlığına soyunanlardan tutun da "Ordu göreve" pankartlarının taşındığı Cumhuriyet mitinglerinin mimarlarına kadar, Ergenekon'u, 12 Eylül Anayasasını savunan, yargı reformuna ve demokratik açılıma karşı çıkan birçok bilinen isim Parti Meclisi'nde yerini aldı. Katı devletçi ve katı laikçi, değişime her fırsatta karşı çıkan Sayın Sav yine en etkin koltukta oturacak. Halkın inancı ve hayat tarzı ile sürekli çatışan CHP'de ne değişti? En kutsal değerimiz olan Peygamberimize dil uzatan Sav orada olduğu sürece CHP muhafazakâr kesimden hiçbir destek alamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.