CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafını kuşatmak için Baykal ve Sav harekete geçti. Olağanüstü kurultayın toplanması ve parti meclisinin yenilenmesi için çağrı yapan bu ikili, CHP Parti Meclisi'nde eski güçlerine kavuşmak istiyor. ''Gürsel gitsin Kemal kalsın.'' diyen bu iki grubun amacı, 2012'de yapılacak olağan kurultaydan önce PM'yi ele geçirmek ve arzu ettiklerinde Kemal Beyi yolcu etmek. Aslında bu iki ekip son kurşunlarını atıyor. Çünkü mevcut delegelerin çoğunu Baykal ve Sav seçti. 2012 Mayısına kadar delege yapısı Kemal Bey lehine değişecek. Baykal ve Sav, 2012 Mayısında gerçekleştirilecek olağan kurultaya kadar bir şey yapamazlarsa, geçmiş olsun. Bundan sonra Kemal Bey'i kimse gönderemez. PM'nin yenilenmesi amacıyla olağanüstü kurultay isteyenler gerekli olan 650-700 imzayı bulabilirler mi? Bu konuda iki farklı görüş dillendiriliyor, Ankara kulislerinde. Birinci görüşe göre Sav ve Baykal yanlıları 800 imzayı çoktan buldu. Delegelerin büyük bir bölümü; Kemal Bey ve Gürsel Tekin ikilisinin CHP'yi sağa yaklaştırdığını, CHP'nin ekseninin kaydığını kabul ediyorlar. CHP'nin cumhuriyetin temel ilkelerinin korunması konusundaki hassasiyetini terk ettiğini, Kemal Bey'in üniter devlet yapısını aşındıracak söylemlerde bulunduğunu düşünüyorlar. Ayrıca CHP'de tercihlerde mezhepçilik yapıldığına ilişkin rahatsızlık olduğu dillendiriliyor. Tüm bu nedenlerle gerekli sayıya ulaşmakta bir sıkıntı görülmüyor. İkinci bir görüşe göre de Sav ve Baykal ekibi 400-500 imzayı geçemez. Kurultayı toplayacak kadar delege desteği bulamazlar. Zaten Baykal biraz isteksiz davranıyor. Kemal Bey, parti yönetiminde birtakım değişiklikler yapar, bununla yetinilir. Ancak Kemal Bey, Gürsel Tekin'i feda etmez belki görev alanını değiştirebilir. Bu iki görüşten hangisi gerçekleşecek bekleyip göreceğiz. Ama ben, Sav ve Baykal ekibinin amaçlarına ulaşmasını şahsen istemiyorum. Onların CHP'sini gördük ve biliyoruz. Onlar katı 'Ulusalcı-Kemalist' çizgide siyaset yapan, değişime direnen, Kürt sorunu-Alevi sorunu-başörtüsü sorunu gibi sorunlara kör ve kapalı, mevcut darbe anayasasının değiştirilmesine karşı çıkan, cumhuriyet değerleri ve lâikliğin katı bir şekilde korunması dışında bir politika üretmeyen, statükonun devamından yana olan bir anlayışa sahipler. Bu anlayışın yönetimindeki bir ana muhalefet partisi Türkiye ve Türk demokrasisine bir katkıda bulunamaz. Sadece değişimin önünde takoz vazifesi gören bir parti olacaktır. Bu millet,' tek parti döneminin anlayışını taşıyan' böyle bir partiyi istemediğini defalarca sandıkta gösterdi. Artık bunu CHP'lilerin görmesi ve anlaması gerekiyor. CHP değişmek zorunda. Değişmezse millet oylarıyla kapatır ve bu partiye yazık olur.