CHP'nin Abant Kampı

A -
A +

Dün ilginç bir haber okudum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün ve yarın CHP milletvekillerini Abant'ta kampa alacakmış. Sayın Kılıçdaroğlu milletvekillerine "iktidara gelmek için ne yapalım" sorusunu yöneltecekmiş, bu sorunun cevabını arayacakmış. AK Parti'nin yıllardır uyguladığı milletvekili kamp uygulamasının CHP'nin de benimsemiş olması önemli bir şey. Hiçbir somut sonuç çıkmasa bile milletvekillerinin ve parti üst yönetiminin kaynaşması, konuşması ve birbirini dinlemesi için iyi bir fırsat. Ancak; "iktidara gelmek için ne yapalım?" sorusu yanlış bir soru. Bunun cevabını aramak için milletvekillerini toplamaya gerek yok. Milletvekillerini veya il başkanlarını parti üst yönetiminin huzuruna toplayarak böyle bir sorunun doğru ve gerçek cevabını alamazsınız, bulamazsınız. Seçime 8 ay kala birçok milletvekili parti üst yönetimini kızdıracak, Önder Bey'i üzecek bir eleştiri veya öneri getiremez. Ayrıca milletvekillerinin büyük bir bölümü bu sorunun doğru cevabını bilmiyorlar. Bilmiş olsalardı CHP bir önceki seçimde, ondan sonraki belediye seçimlerinde ve referandumda mağlup olmazdı. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsam "iktidara gelmek için ne yapalım?" tarzında çıkarcı bir soru yerine "CHP'yi milletle buluşturmak,kaynaştırmak, barıştırmak için ne yapalım?" tarzında bir soru sorar, samimi olarak bunun cevabını bulmaya çalışırım. "İktidara nasıl geliriz?" sorusundan çok "Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımızı neden kaybettik? Onların gönlünü nasıl kazanırız? Türkiye partisi olmak için ne yapmalıyız, nerelerde ne hatalar yaptık?" sorusu ve cevabı daha önemli ve anlamlı. Ben asıl CHP'nin gerçekten iktidara gelmek konusunda kararlı olup olmadığını merak ediyorum. Çünkü sadece lider değiştirerek iktidara gelinmeyeceğini onlar da biliyordur. Parti tüzüğü eski tüzük. Parti programı eski program. Parti üst yönetimi eskisi gibi Önder Bey'in kontrolünde. Her şey eski; kafa eski, yönetim eski. Değişen sadece genel başkan. Bu yapı ile iktidar olunamayacağı gayet açık. Dünyadaki ve özellikle Türkiye'deki değişime inanmayan-direnen birçok isim orada dururken tek başına genel başkan ne yapabilir? Sayın Kılıçdaroğlu'nun vakit kaybetmeden bir karar vermesi gerekiyor. CHP'yi samimi olarak değiştirmeye, gerçek bir sol parti haline getirmeye ve değişime samimi katkı vermeye hazır mı değil mi? Buna niyeti var mı, başarabileceğine inanıyor mu? Bu konuda kendi kararını vermesi ve hızla hiç kimseye dinlemeden uygulamaya koyması gerekiyor. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana bu konuda iyi bir sınav vermedi. Hep 'değişimden, demokrasiden yanaymış' gibi yaptı. Baş örtüsü sorununu 'çözer gibi' yaptı. 'Genel aftan yanaymış gibi' yaptı. 'Kürt sorununu konuşacakmış gibi' yaptı. 'AB hedefine inanıyormuş gibi' yaptı. 'Uzlaşma arayışındaymış gibi' yaptı. Millet de 'gibi yapmayı' yutmadı. 'Gibi yapmak' yerine samimi olarak yapma niyetini görmek istedi, göremedi ve yakaladığı rüzgâr söndü. Sevgili okuyucularım referandum sonuçları ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun AB ziyaretinden elde ettiği izlenimler CHP Liderini Türkiye'nin kronik sorunları konusunda politika değiştirmeye zorluyor. Politika değişikliğine başta Önder Sav olmak üzere partinin etkin isimleri karşı çıkıyor. Kemal Bey artık bir tercih yapmak zorunda. Ya direnenlerle köprüleri atıp lider olacak ya da onlarla uzlaşacak. Uzlaşırsa CHP daha da küçülür. Kemal Bey de akşam söylediğini sabah düzeltmeye devam eder. Benim asıl merak ettiğim konu Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizzat kendisinin 'değişim' konusunda samimi olup olmadığıdır. Sanki samimi olarak her şeyi göze alıp değişimden yana olmak yerine 'değişimden yanaymış gibi' yapıyor gibi geliyor bana. İnşallah yanılıyorumdur. Niçin böyle yapıyor? Onun cevabı kampta vekillere soracağı soruda saklı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.