Hükümetin yürüttüğü "demokratik açılım" çabalarına devletten de tam destek geldi. Son MGK'dan çıkan karar, bu sürecin cesaretle yürütülmesi ve başarı şansı açısından son derece önemlidir. "Demokratik açılım" çabalarının özellikle "Kürt sorunu ve terör sorunu" boyutunu ilgilendiren adımların "bir devlet kararı" hâline getirilmesi âdeta zorunludur. Hükümetin tek başına sonuç alabileceği bir süreç değildir. Hükümet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya son 6-7 yıldır ekonomik alanda pozitif ayırımcılık uygulamaktadır. Son 6-7 yıldır kamu eliyle yapılan yol, su, elektrik, okul, hastane, sosyal konut gibi altyapı projelerinde aslan payı bu bölgelerimize düşmüştür. Ayrıca hükümet sosyal yardım ve sosyal sorumluluk projelerinde bu bölgelere öncelik vermiştir. Son olarak bölge için çıkarılan teşvikler ve GAP'a aktarılan kaynaklar kamunun Doğu ve Güneydoğu'ya ekonomik açıdan nasıl bir öncelik verdiğinin açık delilleridir. Ancak hepimiz çok iyi biliyoruz ki o bölgede refahın artması-işsizliğin azalması için devletin altyapı yatırımları çare değildir. Çare özel sektörün bölgeye gelip yatırım yapmasıdır. Devlet her türlü altyapıyı hazırladığı ve çok cazip teşvikler verdiği halde özel sektör neden gelmiyor? Çünkü bölgede terör sorunu var, güvenlik sorunu var. Hükümet demokratik açılım sürecini doğru götürüyor. Kendisi bir plan dayatmadan sorunların çözümü için tüm kesimleri dinliyor ve öneriler alıyor. Sanıyorum ilgili tüm aktörlerin görüşünü aldıktan sonra sorunun çözümüne ilişkin oluşturacağı somut teklifleri ekim ayındaki MGK'ya getirecektir. Bu somut öneriler MGK'da bir "devlet kararı" hâline geldikten sonra da kamuoyu ile paylaşıp son karar mercii olan Yüce Meclise getirilecektir. Gerisi meclisin işidir. Muhalefet hükümetin ortada bir planı olmadığını söylüyor. Doğrudur, zaten hükümet de ülkenin bu ortak sorununu çözecek bir plan için muhalefet dahil herkesin ne düşündüğünü öğrenip ona göre plan yapmak istiyor. Önemli olan bu problemi çözmeye samimi olarak niyetlenmek ve o siyasi iradeyi göstermektir. Hükümetin şu ana kadar yaptığı budur. Herkes çözümden ne anlıyorsa eteğindeki taşı döksün, hükümet herkesin önerilerini alsın. Tüm bu istişarelerden sonra da ortak aklın ürünü olacak bir plan ortaya çıkarılsın. Çizilen yol haritası budur. "Demokratik açılım" çabalarının bir devlet kararı hâline gelmiş olması önemli bir aşamadır.