Cumhuriyet Bayramı böyle olmalı

A -
A +

Türkiye Cumhuriyeti'nin 83. kuruluş yıl dönümünü kutladık. Kurtuluş Savaşından bileğinin hakkıyla çıkan bir milletin, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde kendi yönetimini saltanata değil cumhuriyete tevdi ettiği günün yıl dönümünde bir araya geldik. Oysa seneler var ki Cumhuriyet Bayramları böyle değildi. "Kim kime hangi sert mesajı verecek?", "Nasıl bir polemik gündeme gelecek?" soruları günler öncesinden manşetlere, köşe yazılarına taşınmaya başlanıyor ve biz de coşkuyla kutlamamız gereken bir bayramın kazasız, belasız atlatılmasını umarak gerilim içinde beklemeye başlıyorduk. Oysa bayramlar böyle olmamalıydı. Hele hele Cumhuriyet Bayramı hiç böyle olmamalıydı. 70 milyon nüfusun birkaç istisna marjinal dışında yürekten sahip çıktığı Türkiye Cumhuriyeti, laiklik ve demokrasi gibi değerlerin bu topraklarda kök salmasına imkân sağlayan 29 Ekim 1923'ün yıl dönümünü şüpheyle, tedirginlikle ve insanların sözlerinin arka planında ne olabileceğini ilişkin deşifrelerle değil el ele, birlik ve beraberlik tabloları çizmek için birer vesile olarak kullanabilmeliydik. Cumhuriyet Bayramının coşkusu, cumhuriyetimizin daha da kökleşmesini sağlamalıydı. Bakın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o çok önemli bulduğum Cumhuriyet Bayramı mesajında ne diyor? "Cumhuriyetin kuruluş ideali olan bu hedefe, bugün her zamankinden daha yakınız. Ne mutlu bize ki milletimiz, Cumhuriyetimizi bütün değer ve kurumlarıyla özümsemiş, Türkiye'yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli olan iradeyi her zaman ortaya koymuştur." Hal böyle iken paranoid ve karanlık senaryoları yaymaktan âdeta keyif alan bir grup, Cumhuriyet Bayramı üstünden birlik ve beraberlik tablomuzdan ikilik çıkarmaya çalışıyor sanki. Kötü niyetlilere manşet çıkmadı 2006 yılının Cumhuriyet Bayramı ise önceki senelerden çok daha farklı oldu. "Gerginlik"ten manşet umanlar neyse ki bu sene malzemesiz kaldı. Açıklamaları, kutlama mesajlarını satır aralarına kadar okuyan, törenlerde jest ve mimikleri, dudak hareketlerini takip eden "gerilim avcıları" muratlarına eremedi. Biz de uzun bir aradan sonra nihayet "Acaba şimdi ne olacak?" diye sormaktan vazgeçip, bayramın coşkusuna bıraktık kendimizi. Yani tam da özlemini duyduğumuz bayram gibi bir bayram idrak ettik. 83. yaşını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti, bölgesinde yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen demokratik gelişme ve ekonomik kalkınmasını birlikte sağlayarak, bölgesinde istikrar ve refah ihraç eden bir ülke haline geliyor. Bu gelişmede son yıllarda yakalanan siyasi ve ekonomik istikrarın büyük bir payı var. Bu istikrarın devamı ise Cumhuriyetin temel değerlerini her türlü sosyal ve siyasi tartışmanın üzerinde tutmaktan geçiyor. Umulur ki 2006 Cumhuriyet Bayramı, sonraki yıllar için de bir emsal teşkil eder. Cumhur olarak el ele, yürek yüreğe vererek Cumhuriyet Bayramımızı; bu en mühim bayramımıza yakışacak bir coşkuyla idrak ederiz. İşte o zaman Cumhuriyet çınarımızın gölgesinde milletimize yakışır bir demokrasi ile yaşadığımızın farkına varabiliriz. 83. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin asıl gayesi olan "muasır medeniyet seviyesini yakalamak ve hatta onun üstüne çıkmak" polemiklerle değil ancak ve ancak günümüz dünyasında çıtayı her gün daha yukarı taşıyacak başarılara imza atmakla mümkün olabilir. Bunun yolu da "şucu-bucu" ayrımı yapmadan birlik ve beraberlik içinde cumhuriyetimize sahip çıkmaktan geçer. İşte o zaman 29 Ekim, bizim için tam bir bayram olur. Bu sene olduğu gibi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.