Dağ fare doğurmasın!

Rüşvet ve yolsuzluk konusunda Türkiye maalesef dünyanın en kirli ülkelerinden birisi. Dünya Bankası'nın yaptırdığı bir araştırmaya göre bütçemizin önemli bir bölümü yolsuzluğa gidiyor. Rüşvet ve yolsuzluk ülkemizin en önemli problemlerinin başında geliyor. Verdiğimiz vergilerin,elde edilen katma değerin önemli bir bölümü bu kanala akıyor. Birtakım araştırmalara göre insanımızın yüzde 51'i ' öyle ya da böyle' bir şekilde rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmış. İşadamı, siyasetçi, bürokrat, kısacası herkes bu durumdan şikayetçi ama çoğu insan da bu çarkın içinde. Bu probleme kalıcı ve radikal çözümler bulunmazsa Türkiye geri kalmışlıktan kurtulamaz. Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele için gösterilecek çabaların samimi ve sonuç alıcı nitelikte olması şarttır. Önlüyor ve üzerine gidiyormuş gibi yapıp dosyaları kapatarak raflara kaldırma devri bitti, millet yutmuyor artık. ğ AK Parti'den taahhüt Rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi konusunda sorumluluklarını yerine getirmeyen, bu konuda halkın zihninde şüphe uyandıran siyasi partilerin ve liderlerin 3 Kasım seçimlerinde halktan nasıl bir tokat yediklerine hep birlikte şahit olduk. Halk, son 5-6 yıldır Rüşvet ve yolsuzluğun tırmanışına sebep olan veya seyirci kalan bazı siyasi liderleri tasfiye etti ve cezalandırdı. AK parti ise seçim meydanlarında "Rüşvet ve yolsuzluğu önleyeceğiz, hortumcuların hortumunu keseceğiz" söylemleri ile Meclise girerek tek başına hükümet kurdu. 3 Kasım seçimlerinde AK Parti'ye oy veren seçmen, şimdi iktidardan hem geçmişte yapılan yolsuzlukların ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını hem de rüşvet ve yolsuzluğun en aza indirgenmesini bekliyor. Bu beklentiyi bilen ve karşılık vermek isteyen AK Parti iktidarı hemen harekete geçti. İlk olarak son 5-6 yıla ilişkin yolsuzlukları araştırmak için TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu komisyon bir süredir çalışıyor. Ancak bu noktada stratejik bir hata yapıldı. Sonuç alabilmek için önce araştırma yapmaya engel olan hukuki değişiklikler yapılmalı bilahare komisyon çalışmaya başlamalıydı. ğ Hassas hareket edilmeli Meclis iç tüzüğünün 105. Maddesinin son fıkrasında yer alan "Devlet sırları ile ticari sırlar Meclis araştırma kapsamının dışında kalır" şeklindeki hükümle Bankalar kanunu 8. maddede benzer tarzda mevcut yasal hükümler orta yerde dururken Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu nasıl sonuç alabilir? Eğer bu iktidar tribüne oynamıyorsa, gündem oluşturmaya çalışmıyorsa ve yolsuzlukları ortaya çıkarma konusunda samimi ise önce hiç vakit kaybetmeden 'yolsuzlukları araştırma ve soruşturmaya mani olan' hukuki engelleri ortadan kaldırmalıdır. Yolsuzluk araştırma ve soruşturmalarını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yapılırsa bu konudaki mücadele de başarıya ulaşır. Aksi taktirde dağ fare doğurur. Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş, "Türkiye'yi sarsacak belgelere ulaştık" diyor. 50-60 uzmanla günlerdir çalışan bu komisyon eski-yeni bakan, Başbakan ve bürokratları dinliyor. Bütün bu çalışmalardan ve açıklamalardan sonra toplumun önüne somut ve elle tutulur sonuçlarla çıkılmaz ise AK Parti iktidarı büyük yaralar alır. Halk nezdindeki güvenirliliği sona erer. İktidarın önünde iki seçenek var; ya geçmişi hiç gündeme getirmeyip önünüze bakacaksınız, kendi döneminizde rüşvet ve yolsuzluğa izin vermeyeceksiniz, ya da 'madem gündeme getirdiniz' kamuoyunu tatmin edecek, kamu vicdanını rahatlatacak tarzda ve seviyede geçmişle ilgili herşeyi ortaya çıkarmak ve gereğini yapmak zorundasınız Daha önce aklananlarla ilgili tekrar meclis soruşturması açılabilmesi için yeni ilave deliller gereklidir.. Çünkü meclis soruşturmasının sonucu savcıların takipsizlik kararı gibi hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle daha önce soruşturması yapılan konularla ilgili Yüce Divan'a bir dosya sevk edilebilecek ise mutlaka içinde yeni ilave deliller bulunmalıdır. İlave yeni deliller olmazsa Yüce Divan'dan yeni bir sonuç çıkmaz. Böyle bir durumla karşılaşıldığı takdirde o zaman iktidar,"Biz Yüce Divan'a sevkettik. Karar Yüce Divanındır. Biz ne yapalım" deme hakkını bile kendinde bulamaz. Şunu da unutmamak lazım. Soruşturma ve Araştırma Komisyonların hedefi tamamen hukuki olmalıdır. Siyasi amaçla hareket edilmesi halinde sonucuna katlanmak gerekecektir. Hükümet gerekli hassasiyeti gösterir ve birçok şaibenin önüne set çekerse Türkiye ilerleme ve kalkınma yolunda büyük mesafe alır.