Danıştay Paşaları, YAŞ ve MGK

A -
A +

Avrupa Birliği üyeliğine toplumumuzda aklı başında muhakeme yeteneği olan hiç kimsenin itirazı yok. Türkiye iktidarı-muhalefetiyle ordusu ve sivil toplum örgütleriyle bu hedefe kilitlenmiş durumda. Hükümet bu hedefi gerçekleştirme konusunda son derece kararlı ve hızlı hareket ediyor. Ama tüm istenen kriterleri yerine getirsek de AB'nin bizi bünyesine almayacağı konusunda yaygın bir kanaat var. Bu kanaat sahipleri ileride belki de haklı çıkacaklar. Benim bu konudaki ölçüm şöyle: Biz insan hakları, düşünce ve inanç özgürlüğü ile müteşebbis hürriyeti gibi konularda kendi halkımız için gerekli düzenleme ve reformları yapalım. Ekonomimizi daha güçlü hale getirelim. Bu değişimler vasıtasıyla demokrasimizi dünya birinci ligine çıkaralım. Bundan sonrası hiç önemli değil. AB bizi bünyesine ister kabul etsin, ister etmesin. Paşa keyifleri bilir. Ancak AB'nin yerine getirmemizi istediği kriterler arasında Cumhuriyetin temel ilkelerine ve üniter yapımıza zarar verme ihtimali olan düzenlemeler de bulunabilir. Benim tavsiyem böyle bir durum söz konusu ise önce iyi düşünelim, sonra da yasalarımızda bu değişimlerin istismarını engelleyecek tedbirleri de mutlaka alalım. Bu konuda hükümete ve ilgili devlet organlarına çok büyük görev düşüyor. Türkiye'nin yeni yüzyılı yakalaması AB hedefinin gerçekleşmesiyle doğru orantılıdır. Değişen dünya koşullarına uyum sağlamak için cesur adımları kararlılıkla atmak gerekiyor. Buna kimsenin itirazı yok. Ama bizi bağımsız bir devlet yapan temel değerlerimizi de koruyalım. Gerçekten de AB üyeliği her alanda köklü reformlar gerektiren toplumsal bir dönüşüm projesidir. Uyum için gerekli yasal düzenlemeleri bir an evvel tamamlayarak hayata geçirmeye çalışan Hükümetin sonuca ulaşmak için tüm kesimlerin desteği ve katkısına ihtiyacı bulunmaktadır. Bu arada Hükümet ulusal programda taahhüt edilen hedefleri hayata geçirmek için anayasa değişiklikleri yapmaya da hazırlanıyor. Bunlardan birisi YAŞ kararlarının yargı denetimine açılması ile ilgili. Medya Grup Başkanlığımızı dün ziyaret eden Milli Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül'e sorduk bu konuyu. Devlet tecrübesine, sağduyusuna ve bilgi birikimine çok güvendiğimiz Sayın Bakan YAŞ ile ilgili düşüncelerini açıklarken "YAŞ kararlarının en önemlisi terfilerdir. Terfilerin yargı denetimine açılmasını yanlış görürüm. Bu benim şahsi kanaatimdir. Vaktiyle Danıştay Paşaları vardı, ona benzer bir durum olur. Bir generalin terfi edip etmeyeceğine kendisinden daha küçük rütbeli askeri yargı mensupları karar verecekler. Bunu sağlıklı ve doğru bulmuyorum" diye yorumladı. ğ YAŞ'ın görevi terfi ve atamalar olmalı Ben de bu konuda sayın Bakana aynen katılıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerini ayakta tutan ve onu diğer ülkelerin ordularından farklı kılan en temel özelliği disiplin anlayışıdır. TSK'da disiplin anlayışının zedelenmesine sebep olacak hiçbir uygulamaya izin vermemek gerekir. YAŞ kararı ile emekliye sevk edilen ve yargı kararı ile tekrar görevine dönen bir generalin TSK'da pratikte görevini devam ettirebilme imkanı yoktur. Çünkü askerlik mesleğinin temel şartı emirlere mutlak itaattir. YAŞ kararları TSK'nın en üst kademesinin aldığı bir karardır ve emir halinde yayınlanır. Terfi kararlarına yargı yolu açılması sevdasından vazgeçilmelidir. Yoksa övünerek baktığımız ülkemizin varlığının teminatı olan TSK'ya büyük zarar verilmiş olur. YAŞ'ın aldığı diğer bir karar da, disiplinsizlik nedeniyle ordudan ihraç edilen subay ve astsubaylarla ilgilidir. Sayın Bakan ihraç kararlarının YAŞ'ta görüşülmemesi düşüncesinde olduğunu söylüyor. Ayrıca Sayın Milli Savunma Bakanı ile son günlerde bence gereksiz yere kamuoyunun gündeminde tutulan Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısını da konuştuk. Bakan Gönül Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin asker ya da sivil olmasının pek önemli olmadığını vurguladı. Gönül "Benim şahsi kanaatim Genelkurmay Başkanı ile birlikte Kuvvet Komutanları da MGK'ya katılmalıdır. Orası ülkenin ulusal güvenliğinin tartışıldığı iyi bir zemindir" diyor. MGK'nın gündemini Cumhurbaşkanı ve Başbakan belirliyor. Belirlenen gündemi asker hazırlamış veya sivil hazırlamış çok önemli değil. Bu açıdan Sayın Bakanın görüşlerine katılmamak mümkün değil. Avrupa Birliği 'ya iyi anlatılamadığı ya da başka niyet taşıdığı için' MGK'ya karşı takıntılı bir tutum sergiliyor. MGK iyi çalışıyor, kuruluş amacına tam olarak hizmet ediyor ve tavsiye niteliğindeki kararlarını Hükümet iyi algılıyorsa, ülkemizde bir daha sonsuza kadar demokrasi kesintiye uğramaz. Çünkü MGK demokrasinin sigortası, emniyet pimidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.