Toplumsal sorunlar, demokrasilerde nasıl çözülür? Siyasi partiler toplumsal sorunların çözümüne ilişkin önerilerini ve projelerini halka sunarlar. İktidarın kendilerine verilmesi halinde ülkeyi nasıl yöneteceklerini, hangi alanda hangi reformları yapacaklarını siyasi partiler bir program haline getirirler. Daha sonra meydan meydan gezerek bu program millete anlatılır. Millet herkesi, herkesin önerisini, programını dinler. Sonra sandık başına gider, Vicdanı ile baş başa kalarak hangi siyasi partinin öneri ve programını beğenmişse ona oy verir. Seçimin sonucunda milletten en çok oyu alan parti iktidara gelir. Daha az oy alan siyasi partiler de muhalefette sıralanır. İktidara gelen siyasi parti 4 yıl sonra sandıkta millete hesap vereceğini bilir. Bu bilinçle seçimden önce ortaya koyduğu programı gerçekleştirmek için gayret sarf eder. İktidar partisi toplumsal sorunları nasıl çözer? O sorun incelenir, üzerinde çalışılır ve öneriler partinin yetkili kurullarında tartışılır ve son çözüm paketi kararlaştırılıp, kararlaştırılan yöntemle Meclis'e getirilir. Meclis'te muhalefet partileri ile çözüm yöntemleri konusunda mutabakat aranır. Aranan uzlaşmanın bulunması ideal bir durumdur. Muhalefetin, kamuoyunun ve konuya ilişkin STK'ların görüşleri alınır. İhtiyaç duyuluyorsa, bu görüşler haklı bulunuyorsa çözüm önerilerinde değişiklikler yapılıp konu komisyonlarda tartışmaya açılır. Komisyon safhasında da değişiklikler yapılabilir. Komisyondan sonra konu Meclis Genel Kurulu'na gelir. Çok bariz bir hata yoksa ihtisas komisyonundan geldiği hali ile Genel Kurul'da oylamaya sunulur. Meclis'ten geçip Cumhurbaşkanının onayı alındıktan sonra o toplumsal sorunun çözümüne ilişkin öneri kanunlaşmış olur. İlgili kurumlar da yeni kanuna dayanarak sorunu yok edecek uygulamaları hayata geçirirler. Tüm bu süreçleri muhalefetle uzlaşarak tamamlamak işin idealidir. Ama bizim ülkemizin demokrasi kültüründe bunu sağlamak âdeta imkânsızdır. Çünkü bizim alışık olduğumuz siyasi kültürde negatif muhalefet yapma, yani olumlu olumsuz her şeye 'Hayır-olmaz' deme alışkınlığı vardır. 'Muhalefet uzlaşmıyor' diye iktidarların sorunların çözümünü erteleme lüksü yoktur. Aksi takdirde hem Meclis, hem de yürütme organı hiçbir iş yapamaz. Meclis'i işler ve iş görür halde tutmak iktidar partisinin görevidir. Bu nedenle iktidar partisi Meclis çoğunluğunu bulduğunda uzlaşma sağlayamazsa bile Meclis'te düzenlemeleri yapar. Peki böyle durumlarda muhalefet partileri ne yapar? Bizde olduğu gibi kürsüyü işgal edip, kavga çıkartıp Meclisi mi kitler? Tabii ki hayır; hem komisyon safhasında, hem Genel Kurul'da iç tüzüğe uygun halde eleştirilerini, neden karşı çıktığını ve ne önerdiğini anlatır. Basın toplantıları ile kamuoyunu bilgilendirir. Tüm meşru yolları kullanarak uyarılarını ve önerilerini yapar. Tüm bu çabalara rağmen iktidar partisi ısrar ederse yapacağı tek şey kalır; o da seçimde bunu millete tekrar hatırlatmaktır. İktidarın teklifini engellemek için kaba kuvvete başvurmak, Meclis'i birbirine katmak akıl işi değildir. Bunun demokraside yeri yoktur. Meclis çalışmak zorundadır. Meclisin çalışmasını durdurmak başka odaklara davetiye çıkarmak olur. Mecliste kaba kuvvet değil fikirler çarpışmalıdır. Tehdit ve zorbalığın o çatının altında yeri yok. Milletin vermediğini kaba kuvvetle mi alacaksınız?