Orduya siyasete müdahale yetkisi veren ve darbelere dayanak gösterilen İç Hizmet Kanununun ilgili maddeleri nihayet değişiyor. Askeri vesayetin yasal dayanakları ortadan kaldırılıyor. Artık askerlerin siyaset yapması yasaklanıyor. Bu adımı sakın kimse küçümsemeye kalkmasın. Bana göre son yıllardaki en önemli sivilleşme reformudur bu. Bugüne kadar sivil siyaset buna cesaret edemedi. Ne zaman lafı edilse askerler önceleri açıktan, son yıllarda da el altından siyasetçileri, hatta Meclisi tehdit ettiler. Hilmi Özkök bile buna hazır olmadıklarını söylemişti. Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ razı olmamıştı. Razı olup olmadıklarına bakılmaksızın bu adım atılmalıydı. Geç de olsa bu adım atıldı. Hükümeti ve Meclisi kutluyorum. Türkiye demokrasisi önemli bir ayıptan, millet iradesi haksız bir gölgeden kurtulmuş oldu. Bundan sonra Ordumuz kendi görev alanında daha başarılı bir ordu olacak. Çünkü Komutanlar bütün enerji ve vakitlerini asli işlerine ayıracaklar. Askerin saygınlığı artacak. Millet iradesinin üzerinde duran bir güç daha kaldırıldı. Hayırlı olsun.
Çözüm sürecinde toplumun aydınlatılması ve çeşitli sosyal grupların sürece ilişkin düşünce ve beklentilerinin tesbiti için gönüllü olarak ellerini taşın altına koyan Âkil insanlar işlerini bitirdiler ve raporlarını Başbakan'a verdiler. Bu ülkenin başının beladan kurtulmasını istemeyenlerle terörden beslenen bazı çevrelerin tüm hakaretlerine, hatta tehdit ve engellemelerine rağmen âkil insanlar heyeti bir adım geri atmadı ve işlerini başarı ile tamamladılar. Millet olarak bu insanlara şükran borçluyuz. Ben kendi adıma hepsine teşekkür ediyorum.
Başbakan Âkil insanlardan aldığı yazılı önerileri değerlendirecektir. Yaz boyunca bu değerlendirmeler, hazırlıklar yapılacak ve Meclis açılınca Yeni Yasama döneminde konuya ilişkin reformlar Meclis gündemine taşınacaktır. Başbakan'da açıkladı, daha teröristlerin %15'i sınır dışına çıkmış. Demirtaş'ın söylemine göre %80'i yollarda sınıra doğru gidiyor. Meclis'in Yeni Yasama dönemine kadar bu çekilme işlemi tamamlanır herhalde. Herkes şunu çok iyi bilsin, Başbakan Erdoğan milletin onaylamayacağı bir adım atmaz. Diğer yandan ülkemizin dağlarından silahlar çekilmedikçe demokratik ortam oluşamaz. Dağlarda ellerinde silahlar teröristler dolaşırken Meclis'te oturup demokratikleşme adımlarını tartışmak ve bu adımlara kamuoyundan destek almak zor iştir. Bu süreci sabote edecek tahrikler başladı bile. Cizre ve Tunceli'de olup bitenler can sıkıcıdır. Tunceli'de PKK'dan boşalan yeri TİKKO-TKPML ve DHKP-C gibi örgütler doldurmaya çalışmaktadır. Kürt sorunu yerine mezhep sorununu ikame etmek isteyen aktörler DHKP-C'yi sahneye sürmüşlerdir. Bundan böyle birçok illegal gösteri ve eylemde DHKP-C'nin ismini sıkça duyacağız. Birileri DHKP-C'yi Alevi kardeşlerimizin PKK'sı haline getirmeye çalışıyor. Aman dikkat, herkes uyanık olsun ve bu oyunu boşa çıkaralım. Bu oyunun en büyük destekçisi İran ve Suriye rejimidir.
Gezi olaylarının masum bir çevre duyarlılığı kapsamından çıkıp hükümeti ve özellikle de Başbakan'ı yıpratma-itibarsızlaştırma hatta mümkünse sivil bir darbe ile devirme girişimine dönüştüğünü gören akıllı insanlar gösterilerden çekildiler. İllegal örgüt ve yapıların kendilerinin arkasına saklanarak oyun oynamalarına ve onları daha fazla istismar etmelerine müsaade etmediler. Ama bazı vatandaşlarımızın henüz uyanmadığı ve oyunu fark etmediği anlaşılıyor. Son 10 gündür Ankara'da ne kadar aşırı sol örgüt varsa yanlarına Halkevleri ve İşçi Partisi Gençlik Örgütünü de alarak Alevi yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları Dikmen semti gibi yerlerde gece yarılarına kadar ateş yakıp gösteri yapıyorlar. Alevi vatandaşlarımızı da gösterilerin içine çekmeye çalışıyorlar. Öyle tahrikler var ki aklınız durur. Israrla Alevi-Sünni çatışması için çaba harcıyorlar. Gezi olaylarında Ankara'da polisin tabancasından çıkan bir kurşunla hayatını kaybettiği söylenen Ethem Sarısülük Aleviymiş. Olabilir, herkes çok üzüldü. Konuyu saptırmayın. Ethem Alevi olduğu için mi öldü? Birileri o Alevi olduğu için mi onu hedef aldı? Ayıptır, yazıktır, bu toplumu tahrik etmeyin. Bu milletin ayarları ile oynamayın. Ethem'in öldürülmesine insan olan herkes üzülmüştür. Bu acı ve talihsiz olayı kullanarak bir Alevi-Sünni gerilimi çıkarmaya çalışanlar haindir, provokatördür.
