'Demokratik Açılım Süreci' ile ilgili altyapı çalışmaları bitti. Konu Meclis'e geliyor. Meclis'te 10 Kasımda ön görüşme, 12 Kasımda da genel görüşme yapılacak. Bu açılımın hedefi; ülkemizin demokratik standartlarını yükseltmek, ülkemizin içeriden ve dışarıdan kaşınmaya kanatılmaya açık sorunlarına çözüm getirmek ve böylece ülkede barış-huzur ve güven ortamını tesis etmektir. Yıllarca iç ve dış odaklar el birliğiyle, Alevi vatandaşlarımızın, Kürt vatandaşlarımızın, ülkemizde yaşayan azınlıkların ve inançlarını özgürce yaşamak isteyen muhafazakâr insanlarımızın sorunlarını istismar ederek ülkemizin istikrarını ve iç barışını bozmuşlardır. AB ile tam müzakerelere başlamış bir ülke olarak artık bu sorunlarla yaşayamayız. Görmezlikten gelmek, halının altına süpürmek bu sorunları yok etmiyor. Aksine sorunlar büyüyerek devam ediyor. Siyasetçilerin görevi sorunları yok saymak, görmezlikten gelmek değil, cesaretle bu sorunlara çözüm bulmak için çaba sarf etmektir. Çözümsüzlük bir siyaset tarzı olabilir mi? İşte tüm sorun alanlarına kısa, orta ve uzun vadeli çözüm yolları bulmak için imkân. Konu Meclis'e geliyor. Siyasetçiler tribünlere oynayacaklarına çıkıp Meclis kürsüsünde çözüm önerilerini sıralasınlar. Sorunların varlığını kabul edip Türkiye'nin bu sorunlardan nasıl kurtulacağını milletin önünde anlatsınlar. İktidar partisini eleştirsinler, zararı yok. Ama mutlaka bu mevcut sorunların çözümü konusunda kendilerinin ne düşündüğünü de ortaya koysunlar. "Demokratik Açılım Süreci" bir fırsat olarak görülmelidir. Bu sürece iç siyasi hesaplarla bakılırsa ülkeye yazık olur. Bir fırsat daha heba edilmiş olur. Dün grup konuşmasında Başbakan, bu sürecin her türlü tahrik ve istismara rağmen kararlılıkla devam edeceğini söyledi. "Sil Baştan" yorumunun demokratik açılım süreci ile ilgili olmadığını, sadece geri dönüşlerle ilgili olduğunu belirtti. Demokratik açılım sürecinin hedefi suça bulaşmış teröristleri affetmek değil. Bu açılımla terör örgütünün istismar ettiği problemler çözülecek. Örgütün istismar maşaları elinden alınacak. Tüm bunlar yapılırken kandırılarak dağa çıkarılmış ve herhangi bir eyleme katılmamış örgüt üyeleri ile Mahmur Kampına çeşitli nedenlerle gitmiş insanların yurtlarına, yuvalarına dönmelerinin altyapısı hazırlanacak. Dönüş için bu insanlar teşvik edilecek. Bölgenin ekonomik-sosyal ve kültürel problemlerine çözüm üretilerek dağa çıkışın önü kesilecek. Bu açılım hayata geçirildiğinde terör bitecek mi, suç işleyen teröristler gelip teslim olacak mı? Hayır. Terör devam eder. Teröristler kendi rızaları ile gelip teslim olmaz. Devletin de her alanda terörle mücadelesi sürer. Ama terör örgütüne halk desteği azalır. Dağa çıkışlar durur, örgütten firarlar artar. Bölge halkı terör örgütüne değil devletine yanaşır. Terör örgütünün bölgede yaşaması, rahat hareket etmesi zorlaşır. Terör örgütü zayıflar marijinal hale gelir. Türkiye'nin attığı demokratik adımları gören ABD, AB, Irak/Kuzey Irak yerel yönetimi terör örgütüne şiddetli baskıya başlar. Örgüt artık Kandil'de barınamaz. Bu köklü sorunun çözümü için ilk kez iç ve dış şartlar son derece uygun. "Üç oy fazla alacağım" diye bu konu iç siyaset malzemesi yapılmamalı. Türkiye sevdası olan herkes bu fırsatın iyi değerlendirilmesi için samimi katkı vermelidir.