Demokratik Açılım ve "Ermeni Açılımı"

A -
A +

Ankara'da hükümetin yoğun bir trafiği var. Dün sabah saatlerinde Başbakan Erdoğan Milli Güvenlik Kurulu üyesi Bakanlarla toplantı yaptı. Toplantının ardından Genelkurmay Başkanı ile görüştü. Arkasından Köşke çıkıp Sayın Cumhurbaşkanı ile haftalık görüşmesini yaptı. Başbakan'ın bir gün öncesinde Büyükelçilere ve gazetecilere verdiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmadaki önemli mesajlar ve dünkü görüşme trafiğine bakılırsa hükümet "demokratik açılım" konusunda sürece hız veriyor. Başbakan'ın "Milli Birlik Projesi" olarak adlandırdığı demokratikleşme sürecinin partisine siyaseten kaybettirebileceği her şeyi göze aldıklarını, bu süreçle ilgili geri adım atmayacaklarını ve çözüme yakın olduklarını ısrarla tekrarlaması beni tekrar umutlandırıyor. Eğer gerçekten bu proje siyaset üstü bir devlet projesi ise ve bu projeyi destekleyen devlet kurumları samimi iseler, iktidar partisine tuzak kurulmuyor ise bu girişimlerden ülkemiz lehine olumlu sonuçlar alınır. Tuzak kurulmasından kastım, 1 Mart tezkeresinde yaşananlar gibi bir durumdan söz ediyorum. Umarım böyle bir gizli niyet söz konusu değildir. Diğer taraftan hükümetin "Ermeni Açılımı" konusunda da ısrarcı olduğunu gözlüyoruz. Bu süreci yürüten Dışişleri Bakanı dün Sayın Baykal'ı ziyaret etti. Kendisini kabul eden tüm siyasi parti liderlerini bilgilendiriyor. Bu süreç de hızlanacak gibi. Sayın Davutoğlu önümüzdeki hafta İstanbul'da Irak ve Türk hükümetlerinin ilk ortak toplantıları için hazırlık toplantısına ev sahipliği yapacak. Daha sonra Irak ve Türk başbakanlarının başkanlığında Bağdat'ta sekizer bakanın katıldığı ortak toplantı yapılacak. Ayrıca Rusya Başbakanı Putin'in dün gazetelere yansıyan bir açıklaması ilginçti. Rusya'nın kontrolündeki enerji kaynaklarının batıya sevkinde Türkiye'nin Ukrayna'nın yerine geçebileceğine ilişkin değerlendirmesi büyük fotoğrafı daha da netleştiriyor. Doğu ve Güneydoğumuzda terör ve Kürt sorununu çözersek ve Kuzey Irak yerel yönetimiyle ve Bağdat'la ilişkiler normalleşirse Irak'taki petrol ve doğalgaz kaynakları güvenli bir biçimde Türkiye üzerinden Avrupa pazarına nakledilecektir. Aynı şekilde Ermenistan ile ilişkiler normalleşirse Hazar Havzası enerji kaynaklarının batıya güvenli nakli kolaylaşacaktır. İşte bu dış faktörler de hem "demokratik açılımı" hem de "Ermeni açılımını" teşvik etmektedir. Bu iki açılımda da ciddi bir dış destek söz konusudur. Yeter ki biz içerde siyaset üstü bu iki konuyu iç siyaset malzemesi yapmayalım. İşin zor ve umutsuz tarafı burası.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.