Van depreminin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 81 ilin valisine yazı göndermiş. Şehirlerindeki gecekondu sayılarının bildirilmesini talep etmiş. 2 milyona yakın gecekondu olduğu biliniyor. Bunlar yıkılıp 9 şiddetinde depreme dayanıklı binalar yapılacak. Gecekondu kültürü artık bu ülkeye yakışmıyor. Adam geliyor, kanun-nizam, hukuk tanımadan, hazine arazisini hiçbir bedel ödemeden çevirip derme çatma ev yapıyor. Artık o arsayı kendi tabii hakkı sayıyor. Yaptığı kanunsuzluk karşısında siyaset oy hesabı yaparak sesini çıkarmadı. Elektrik bağladı, su ve doğalgaz bağladı. Bugün "Gel bu gecekonduları yıkalım, TOKİ'den başka mahallede yeni konut verelim" deniyor. Kabul etmeyenler var. "Benim arsam değerli. Daha fazlasını vermezseniz dokundurtmam" diyenler var. Devlet yıkıma gittiğinde taşla-sopayla polise saldırıyorlar. Kadınları-çocukları öne sürüyorlar. Kamu pes edip aynı yerde yaptığı konutlardan veriyor. Bir kısmı o konutları satıp yeni gecekondular çeviriyorlar. Bu rezaletin artık bitmesi lazım. Yıllarca kira ödeyip hukuksuzca devletin arsasının üzerine oturmayan vatandaşların suçu yasalara saygılı olmak mı? Başbakan Erdoğan; "Bedeli ne olursa olsun can kaybına yol açma riski bulunan tüm kaçak binaları ve gecekonduları yıkacağız. Bu acıları yaşamaktansa iktidarı kaybetmek daha hayırlıdır" dedi. Sayın Başbakanın bu kararını desteklememiz gerekiyor. Deprem kuşağı üzerinde bulunan ve sık sık depremle karşılaşma riski yüksek olan bir ülke olarak aynı acıları bir daha yaşamak istemiyorsak, bu kararı siyasi popülizme kurban etmeden uygulamamız şart. Bu coğrafyada deprem gibi bir tabiat olayını engelleme şansımız yok. Ama depremin sebep olacağı yıkımları, ölüm ve yaralanmaları asgariye indirmek elimizde. Japonya örneği ortada. Bunun için orta ve uzun vadeli bir planlama ile riskleri azaltacağız. Birincisi, yeni binaları yaparken deprem yönetmeliklerine harfiyen uyacağız. Denetim mekanizmamızı bu konuda sıfır tolerans sağlayacak tarzda gözden geçireceğiz. Bu konuda insanımızı eğiteceğiz. Yönetmeliğe uyulması için caydırıcı düzenlemeler yapacağız. İkincisi, bir plan dahilinde kaçak yapıları ve gecekonduları yıkıp kentsel dönüşüm projeleri ile depreme dayanıklı yeni konutlar yapacağız. Bu maksatla ihtiyaç varsa hemen yasal düzenlemeler yapılmalı. Üçüncüsü, mevcut binalarımızın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol ettireceğiz. Eğer dayanıklı değilse ya yıkıp yeniden yaptıracağız ya da güçlendirme projesi hazırlattırıp binayı depreme karşı güçlendireceğiz. Dördüncü tedbir olarak şehirlerimizin deprem haritalarını baz alarak imar planlarımızdaki emsal ve yükseklik değerlerini belki tekrar gözden geçireceğiz. Beşinci ve en önemli tedbir olarak çocukluktan başlayarak deprem konusunda insanlarımızı bıkmadan usanmadan eğiteceğiz. Hem deprem konusunda bilinçlendirmemiz hem de ahlaki değerleri yükseltmemiz gerekiyor. Son olarak depreme müdahale etme, arama-kurtarma, depremzedelerin ihtiyaçlarını kısa sürede karşılama dahil acil müdahale ve yardım sistemimizi gözden geçirip rehabilite etmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Sorunlarımızı torunlarımıza bırakmak istemiyorsak bu işleri yapmak zorundayız. İnsanlarımız enkaz altında kaldı ama insanlığımızı kurtardık sanıyorum.