Dink cinayetinin amacı hükümeti devirmekti

A -
A +

Hrant Dink cinayeti ile ilgili mahkemenin verdiği karar toplum vicdanında karşılık bulmadı. Ama henüz dava da kapanmadı. Davanın temyiz safhasında mahkemenin hataları, bir üst mahkeme olan Yargıtay tarafından düzeltilir. Tetikçi ve arkadaşları bulundu ama yargı sistemimiz örgüte ulaşamadı. Mahkemenin bu başarısızlığını hükümete mal etmek isteyenlere şaşıyorum! Bir taraftan hükümetin yargıya müdahale ettiğini söyleyip ağır eleştiriler getiriyorlar diğer yandan Dink cinayeti ile ilgili âdeta hükümete "Bu mahkemeye neden müdahale etmiyorsun" diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Bugün Dink cinayeti ile ilgili timsah gözyaşı dökenler; dün Dink cinayetinin ve Danıştay saldırısının psikolojik altyapısını hazırlayanlardır. Hatırlayın; "Türkiye'yi misyonerler ele geçirdi" başlıkları ile gayrimüslim vatandaşlarımıza karşı gençlerin kalplerine nefret duygularını yerleştiriyorlardı. O günün ulusalcıları ve darbe severleri Anadolu'yu karış karış gezip bu mealde konferanslar veriyorlardı. "Türkiye Malezyalaşıyor, Türkiye İran oluyor, şeriatın ayak sesleri duyuluyor" diyerek Türkiye'yi uluslararası kurumlara şikâyet ediyorlardı. O günlerin gazetelerini iyi inceleyin. Hrant Dink âdeta hedef gösterildi. Sözleri çarpıtıldı. Her yerde taciz edildi, yuhalatıldı. Bunu yaptıranlar bugün timsah gözyaşı döküyorlar ve Dink cinayeti üzerinden hükümete yüklenmeye çalışıyorlar. Öyle bir tezgâh hazırlıyorlar ki, onları dinleyince sanıyorsunuz ki Hrant'ı bu hükümet öldürdü. Oysa Türkiye'de yaşayan ve zihinsel fonksiyonları faal olan herkes çok iyi biliyor ki; Dink cinayeti AK Parti iktidarına karşı işlenmiş sistemli operasyonlardan sadece birisiydi. AK Parti iktidarını illegal yoldan devirmek isteyenlerin darbe veya muhtıra ortamı hazırlamak için planlanan ses getirici eylemlerden sadece birisiydi. Danıştay saldırısı da aynı ekibin, aynı zihniyetin ürünüdür. Başarabilselerdi; toplumda ve dış kamuoyunda gayrimüslimlere tahammül edemeyen, laikliği korumaya çalışan Danıştay üyelerine suikast düzenlettiren radikal bir iktidar partisi algısı oluşturacaklardı. Millet sokağa dökülecekti. Brüksel ve Washington hükümetin illegal yollardan devrilmesine yeşil ışık yakacaktı. Ama en azından tetikçiler kısa sürede yakalandı.Tetikçilerin arkasındaki zihniyeti, mahkeme bulamasa da iç ve dış kamuoyu teşhis etti. Böylece planları boşa çıktı. Hükümet, bu cinayetlerin kendilerini zorda bırakmak için işlendiğini biliyor. Ancak hükümetin görevi zanlıları yakalayıp yargıya teslim etmek ve yargının ihtiyaç duyduğu siyasi iradeyi göstermek. Hükümet bu iki konuda görevini yaptı. Bu cinayetin arkasındaki gerçek gücün ortaya çıkarılmasını herhalde Dink ailesinden sonra en çok AK Partililer ister. Çünkü o güç AK Parti'yi devirmek, kapatmak için çok uğraştı. Ucu kime dayanırsa dayansın bu cinayet aydınlatılmalı. Kim hata yaptı ise hesabını vermeli. Hedef şaşırtmaya çalışanlara dikkat edin, ihtiyatlı yaklaşın. Ben şahsen hükümetin ve Köşkün bu cinayetin aydınlatılması için özel bir çaba sarf ettiğini ve bu işin böyle kapanmayacağını düşünüyorum. Bu ve benzeri cinayetlerin aydınlatılmasıyla Türkiye demokrasi adına çok kazanç sağlayacaktır. Herkes hesabını buna göre yapsın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.