Sıra sıra tabutlar... Hepsini alacak cami avlusu bile yok... Toprağa verilen bedenler, yitirilen hayatlar, yitirilen hayaller... Gözünü kan bürümüş hainlerin son eseri, Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesi Beşağaç köyü yakınlarında yaptıkları katliam. Yapabildikleri ancak bu! Köylerine su getirebilmek için mübarek ramazan günü çalışmış, kan ter, toz toprak içinde kalmış, ailesini sofranın etrafına toplayıp Allah'ın verdiği nimetlere şükrederek orucunu açmak için evinin yollarına düşmüş insanları bir aracın içinde tarayarak öldürmek... O bedenler artık kan ter içerisinde değil sadece kan ve toprak içinde. Katillerin amacı bir taşla birçok kuş vurmak. Birincisi, bölgeye getirilecek hizmeti engellemek. Bu insanları yoksulluğa, zor şartlara mahkûm etmek. Bir süre sonra da bu insanları devlete karşı isyan ettirip kendi yanlarına çekmek. İkincisi, o bölgede barışı ve huzuru bozmak, bölge halkının devletine ve milletine olan sevgi ve güvenini zedelemek. Üçüncüsü, kahraman Mehmetçiğin günlerdir amansız takibi sonucu kırdığı devlete uzanan hain ellerin öcünü almak. Sen Mehmetçiğin karşısına çıkacak cesaretin olmadığından, kurduğun hain tuzaklarla, uzaktan kumandalı patlayıcı ve mayınlarla kan dök, Mehmetçikle karşı karşıya geldiğinde kaçacak delik ara sonra intikamını bir minibüs dolusu masum insandan al! Bunun adı düpedüz katilliktir ve katliam yapmaktır. "Kültürel hakları silahla talep etmek" ne kadar yumuşak ve masum bir ifade değil mi? Bu ifade, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımızı temsil ettiğini iddia eden, terör örgütünü bu insanlarımıza mal eden, terörist başına "Sayın" diyen bir siyasi partinin, DTP'nin. DTP koca bir yalan. Ağızlarına sakız ettikleri barış ve kardeşlik kendilerinden daha büyük bir yalan. DTP, terör örgütünce şehit edilen bu vatandaşlarımızı temsil etmiyor mu ki, pek sayın milletvekilleri bu katliamı kınamıyor, terörü lanetlemiyor? PKK'lı teröristleri kınamıyor? Bu durumda DTP, PKK terör örgütünün siyasi kanadı olmuyor mu?!. Haklarını yemeyelim. DTP eş başkan vekilleri konuya ilişkin bir açıklama yapmışlar ama 12 masum insanı katleden terör örgütünü unutup yine devlete veryansın etmişler. Neymiş, devlet çatışma ortamını önleyici tedbirler almamış. Terör örgütünün televizyonu ROJ TV' de olayın faillerini, silahlı bir grup olarak tanımlamış. Büyüklerimiz ne güzel demişler, "Bozacının şahidi şıracı" diye. Gazetelerde boy boy yayınlanan terörist itiraflarından okuyoruz. Çoğunun terör örgütüne katılmasında DTP'nin parmağı var. Parti binalarında yapılan beyin yıkamalar, terör örgütü propagandaları, temin edilen elemanları bölgedeki yardım yatakçılara yönlendirme, örgüte gelir temin etmek maksadı ile çeşitli faaliyetlerde bulunma, terörist başı dahil gözü dönmüş bu katillere af talebi, Kürdistan eyaleti isteği hep bu partinin marifeti. Ve bu partinin milletvekilleri bu tür talepleri TBMM'nin kutsal çatısı altında dile getirerek milletin manevi ruhunu incitiyorlar. O şerefli ve onurlu kuruma leke sürüyorlar, onu yıpratıyorlar, milletin kalbindeki yerini yok ediyorlar. Bu iğrençlik nereye kadar devam edecek? DTP'nin vekilleri, ovaya inmek için gün sayan dağdaki katillerle beraber boğazına kadar aynı pisliğe saplanmışlardır. Bundan dolayı ister Mehmetçikten, ister teröristten, isterse bu katillerin gözünü kırpmadan katletmeyi göze aldığı masum halktan akacak her damla kandan sorumludur, vebali boyunlarınadır. Mübarek ramazan günü acımasızca katledilen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, bunu yapanların en kısa sürede hak ettikleri cevabı alacaklarına yürekten inanıyorum.