DTP zihniyet değiştirir mi?

A -
A +

Gazeteci Ahmet Hakan'ın hazırlayıp sunduğu CNN-Türk'deki 'Tarafsız Bölge' programında Başbakan Erdoğan, bazı gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin kendisine yönelttiği soruları cevaplandırdı. Programın bir bölümünde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök: "Bulgaristan'da bir Türk partisi var. Hak ve Özgürlükler Partisi. Çok da esaslı bir parti. Hükümeti onlar kurdular. Türkiye'de de böyle DTP'liler bağımsız olarak girecekler ve büyük bir ihtimalle grup kuracaklar. Acaba DTP'liler Hak ve Özgürlükler Partisinin zihniyetine gelse onlarla bir koalisyon olabilir mi? "diye sordu. Özkök'ün bu sorusuna dikkatle okumadığınızda hemen tepki gösteriyor, insan. " Böyle soru mu olur" deyiveriyor. DTP'yi tanıyoruz, neler yaptığını biliyoruz. Bu mevcut halleri, tutumları ve PKK'ya destek veren çizgileri ile Türkiye'de hangi parti bunlarla koalisyon yapabilir? Geçmişte bunlarla koalisyon yapanları millet siyaset sahnesinden sildi. Ama Ertuğrul Özkök soruyu şartlı soruyor. Nedir Özkök'ün şartı? " DTP'nin Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlükler Parti'sinin zihniyetine gelmesi" şartı. Çünkü Bulgaristan'daki bu parti bölücü bir parti değil, etnik terörü destekleyen bir parti hiç değil. Ülkesinde her gün kaldırılan şehit cenazelerine katkısı olan bir oluşum değil. " Biz Bulgaristan'ın vatandaşıyız. Bulgaristan'ın partisiyiz. Bulgaristan'ı temsil ediyoruz" diyebilen, Türkiye'nin değil Bulgaristan'ın ulusal çıkarlarını ve orada yaşayan soydaşlarının çıkarlarını ön planda tutan bir parti. Güdümlü değil. Bulgaristan'da 35 bin insanın canına kıymış, yabancı güçlere uşaklık eden bir terör örgütü liderinin kontrolündeki bir parti değil. Kimsenin ipoteğinde değil. Başbakan Erdoğan da şartlı soruya şartın yerine gelmesi halinde neler yapılabileceğine ilişkin olarak, " DTP Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlükler Parti'si zihniyetine gelirse, yani terör örgütünün ipoteğinden kurtulup bir Türkiye partisi çizgisine gelirse o zaman demokrasi içerisinde çareler bulunur. Şimdiden erken konuşup da kilitlemek yanlış olur diye düşünüyorum. Sabırlı olmakta fayda var" tarzında bir cevap verdi. Sayın Başbakan DTP'nin çizgisini, politikalarını ve istikametini değiştirmesi için zaman tanıyor ve buna "Sabredelim" diyor. Fırsatları iyi değerlendiremediler Bu beklenti iyi ve demokratik bir beklenti. Ama şunu unutmayalım ki; onlara Türk siyaseti geçmişte iyi niyetle bu zamanı tanıdı. Değişebileceklerini, terörle ve terör örgütü ile bağlarını koparıp bir Türkiye partisi olabileceklerini, yanlışlıklarını anlayacaklarını umut etti. Hatta onlarla koalisyon yaptı. Meclis çatısı altında onlara her fırsat sunuldu. Ama onlar ilk iş olarak bölücülüğü ve terörü teşvik eden davranışlarla bu iyi niyetli girişimi sekteye uğrattılar. Terör örgütünün siyasi uzantısı gibi hareket ettiler hep. Yoksa hiç kimse Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan bir vatandaşımızın siyasete girerek TBMM'ye gelmesine ve mecliste Doğu ve Güneydoğu'nun her türlü sorunu ile ilgilenmesine karşı değil. Hatta bu bölge insanlarının parti kurup, bu parti aracılığı ile bölgenin ekonomik- sosyal ve kültürel problemleri ile ilgilenmesine de kimse karşı değil. Karşı olduğumuz şey; siyasi parti adı altında terör örgütünün borazanlığının yapılması, bölücülüğün teşvik edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısını bozmaya yönelik eylem ve söylemlerde bulunulması, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal çıkarlarına zarar vermek isteyenlerle aynı saflarda yer alma konusudur. Legal, hukuka, akla, yasalarımıza uygun kurulan ve faaliyet gösteren bir partinin çizgisine gelmeleri halinde herkes DTP ile koalisyon yapar. Ama bugün bulundukları nokta buna engeldir. Bazı AK Parti karşıtları Başbakan Erdoğan'ın verdiği şartlı cevabı istismar ediyorlar. Ama herkes şundan emin olsun; tanıdığım kadarıyla bugünkü pozisyonlarını değiştirmemeleri halinde bırakın koalisyon yapmayı Sayın Erdoğan, DTP ile aynı salonda bile oturmak istemez. Bundan eminim. Seçimlerden sonra hep beraber göreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.