12 Haziran genel seçimleri için partilerin seçim beyannameleri ortaya çıkınca sevinmiştik. Neredeyse tüm siyasi partiler topluma yeni bir Anayasa vadediyor. Siyasetçiler projelerle çıktılar halkın karşısına. Eskisi gibi rejim üzerinden, din üzerinden, laiklik üzerinden yürütülmüyor kampanyalar. Bu değişim ve dönüşüm hoşumuza gitti. Ancak seçim günü yaklaştıkça iktidara gelme ihtimali olmayan bazı siyasi partilerin liderleri öyle vaatlerde bulunmaya başladılar ki, endişelenmemek mümkün değil. Neden mi endişeleniyorum? Çünkü bazı vatandaşlarımızı beklentiye sokuyorlar, kandırmaya çalışıyorlar. Öyle bir ekonomik popülizm yapılıyor ki, vadettiklerine hazinemizin yetmesi mümkün değil. Türkiye 2002'den başlayarak iflas eden ekonomisini 8.5 yılda dünyanın parmakla gösterdiği örnek, sağlam bir ekonomi hâline getirdi. Hakkını teslim etmek lazım, AK Parti kadroları ekonomi politikalarında çok başarılı oldu. Hesapsız-kitapsız vaatlerle hiç kimse, Türk ekonomisini eski günlere döndürecek politikalar uygulayamaz. Bu nedenle siyasi parti liderleri 12 Haziran günü oy alabilmek için sorumsuzca imkânsızı vadetmemelidirler. Ancak özellikle CHP lideri öyle şeyler vadediyor ki sanırsınız Türkiye Amerika'dan, Çin'den daha zengin. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in "Kemal Bey, Mars'tan arsa vadederse şaşırmayın" esprisi son durumu gayet güzel özetliyor. CHP lideri seçim günü yaklaştıkça öyle şeyler vadediyor ki bazen bunlar alay konusu bile olabiliyor. Kemal Bey'in Yunanistan'daki ekonomik kriz için "Dayan Yorgo biz geliyoruz" açıklaması son günlerin en önemli esprisi. Kemal Bey, CHP'yi kurtardı, Türkiye'yi kurtardı, sıra komşumuz Yunanistan'da... Seçmen ekonomik popülizm kokan abartılı vaatlere itibar etmemelidir. Siyasetçilere, bu vaatlerin kaynağını sormalıdır. CHP lideri vaatler konusunda eski Genç Parti lideri Cem Uzan'ı sollamış durumda. İsrail dünyadaki güçlü Yahudi lobisini harekete geçirerek Türkiye'de 12 Haziran seçimini etkilemeye çalışıyor. Seçime bir hafta kala Amerikan ve İngiliz medyası açıkça "12 Haziran'da AK Parti'ye oy vermeyin, CHP'ye oy verin" çağrıları yapıyor. İsrail yanlısı küresel güçler Türkiye'de AK Parti'nin ve Tayyip Erdoğan'ın siyaseten başarılı olmasını istemiyorlar. İsrail lobisi 'one minute'in intikamını almaya çalışıyor. Diğer yandan da Kemal Kılıçdaroğlu'nun "biz olsaydık İsrail ile ilişkilerin bozulmasına izin vermezdik" mesajına, aynı lobi böyle karşılık veriyor. İsrail ve İsrail politikalarını destekleyen uluslararası lobiler, Yahudi sermayeli büyük basın kuruluşları Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin başından gitmesi için her şeyi yaparlar. Her yönteme başvururlar. Şahsen bu benim beklediğim bir şeydi. Bana sürpriz olmadı. Onlar Başbakan Erdoğan'ı İsrail'in çıkarları önündeki en büyük engel olarak görüyorlar. Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yahudi sermayeli basın kuruluşlarının desteğini memnuniyetle karşılamasını yadırgadım. Sayın Baykal'ı kasetle götürüp Kemal Beyi CHP'nin başına getirenlerin İsrail lobisi ile bağlantılı olabileceği şüphesini duymaya başladım. Başbakan Erdoğan'ın "Kılıçdaroğlu uluslararası bir proje" sözünü irdelenmeye değer buluyorum. Milletimizden başka güçlere, lobilere yaslananların, onlardan medet umanların siyasi ömrü fazla olmaz. Bu millet bu pis oyunları sezer ve sandıkta bozar.