Başbakanın kafilesindeki 170 kişi ile birlikte Paris'teyiz. Bu, Erdoğan'ın Başbakan sıfatı ile Fransa'ya ilk resmi ziyareti. Gezinin gündemi ağırlıklı olarak Türkiye-AB ilişkileri. Başbakan Türkiye'nin AB konusunda katettiği mesafeyi bizzat kendisi anlatmak istiyor. Ankara'nın AB üyeliğinin en önemli durağının Paris olduğunu iyi biliyor ve AB treninin bu duraktan sorunsuz geçmesi için önceden tedbir almaya çalışıyor. Başbakan uçakta yaptığı açıklamalarda 'şartlı destek' diye bir dayatmayı kabul etmeyeceğini, üye 25 ülkeye nasıl bir prosedür uygulandı ise bize de aynı prosedürün uygulanacağını ve 17 Aralık'ta Türkiye'nin müzakere tarihi alacağından emin olduğunu söyledi. Erdoğan Fransız kamuoyunu etkilemek için aşırı olmayan kampanyalar düzenleneceğini de belirtti. Paris Charles De Gaulle Havaalanında Başbakan askeri törenle karşılandı. Başbakanın çok gezisine katıldım. En iyi karşılamalardan biri idi... Erdoğan, ilk resmi ziyaretini Başbakanlık sarayında Başbakan Raffarin ile gerçekleştirdi. Bu görüşmede Türkiye AB ilişkileri ile enerji, havacılık ve ulaştırma konularında işbirliği imkanları konuşuldu. Airbus pazarlığı yapıldı. Görüşmede Erdoğan AB reformlarını ve uygulamaları anlatarak destek istedi. Fransız Başbakan da, "AB Komisyonunun raporunu inceledikten sonra kararımızı vereceğiz" dedi. Sorunlar yumak gibi Pazartesi günü akşam ikinci durağımız kapalı bir spor salonuydu. Fransa'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan 400 bin Türk'ten 3 bini Başbakanı dinlemek için Paris'e gelmişlerdi. Başbakan salona girdiğinde yer yerinden oynadı, müthiş bir ilgi ve tezahürat yapıldı. Vatandaşlarımız bedelli askerlik, bedel miktarının ve süresinin düşürülmesi, Türkiye'ye gitmeden Fransa'da Türkiye seçimlerinde oy kullanma imkanı, THY ve Denizcilik işletmelerinin fiyat düşürmesi, çifte uyrukluların askerlik sorununun çözümü, Türkiye'ye karayolu ile gidenlerin yol güvenliğinin sağlanması, gümrük kapılarındaki beklemelerin kaldırılması, din görevlisi ve öğretmen eksiğinin giderilmesi gibi müşterek meseleler aktardılar. Başbakan'dan teklifler... Önce Devlet Bakanı Aydın, bilahare Başbakan kürsüye çıktı. Erdoğan verdiği mesajlarda salonun heyecanını doruğa çıkardı. Başbakan yurtdışında yaşayan her Türk vatandaşını birer fahri konsolos olarak görüyor. Hem AB için hem ülkemize turist göndermeleri için lobicilik yapmalarını istedi onlardan. Başbakan bir çelişkiye de dikkat çekti. Fransa'da 400 bin Türk yaşıyor. Fransa'da yaşayan Ermenilerin sayısı da o kadar. Ancak sadece 35 bin Türk vatandaşlık almış. Burada yaşayan 400 bin Türk'ün siyasetçiler ve Fransız hükümeti üzerinde Ermenilerin yüzde biri kadar etkileri yok... Dile getirilen sorunlarla ilgili alınan ve alınacak olan tedbirlere değinen Başbakan çok ilginç bir şey yaptı: "Bizim gümrüğümüzde ve sınırlarımız içerisinde kötü bir muamele ve rüşvet gibi taleplerle karşılaşırsanız hemen bize bildirin "dedi ve vatandaşlara iki tane cep numarası verdi. Bu telefonlardan birisi heyetteki Ulaştırma Bakanı Yıldırım'ın telefonuydu. 'Eğer bu birinci telefon sorununuzu çözmezse size ikinci bir telefon veriyorum' diyerek kendi cep telefonunu yazdırdı. Başbakan hem çok mütevazı hem de çok sağlamcı. Ayrıca Fransız üniversitelerinde sadece 2 bin Türk gencinin okuyor olmasına üzüldüğüne ve bu sayının çok artması gerektiğine işaret etti. Başbakanın kapanış mesajı salonu ayağa kaldırdı: "Birbirinizi ne olur Allah için sevin. Yaradılanı sevin Yaradandan ötürü. Sizler de gülün bülbüle olduğu gibi ülkenize aşıksınız." Fransız iş çevreleri ile dün yaptığı görüşmede ise Başbakan Fransız iş adamlarından AB konusunda destek istedi. Siyasete baskı yapmalarını talep etti.