Yıllardır PKK terörüne maruz kalan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için hükümet bütün imkanlarını zorluyor. Bu bölge için gece gündüz demeden çalışan adeta seferberlik ilan eden hükümet, bölge halkının refah ve huzuru için bir dizi düzenlemeler de yaptı. Kopenhag kriterleri çerçevesinde demokratik açılımlara giden iktidar birtakım sosyal ve kültürel haklar sağlayan yasaları belli bir süre içinde meclisten geçirdi. Bölgenin ekonomik yönden kalkınmasını sağlamak için de teşvik yasası çıkarıldı. Hükümetin aldığı kararlar meyvesini veriyor. Önümüzdeki günlerde Diyarbakır'da konut dağıtımı yapılacak, Van'da duble yol hizmete sokulacak. Bunu Erzurum, Kars, Bingöl, Muş'a kadar birçok ilde gerçekleştirilecek hizmetler izleyecek. Buraya kadar her şey çok mükemmel. Ama esas problem bundan sonra başlıyor. Başbakan Erdoğan ile Rusya-Mogolistan yolculuğu sırasında uçakta yaptığımız özel sohbette bu konuları değerlendirme imkanı bulduk. Önce Erdoğan'ın bu meseleye ilişkin sözlerini sizlere aktarmak istiyorum: "Bölgeye yönelik yatırımlarımız dört bir koldan devam edecek. Yeni teşvik yasasını büyük oranda Doğu ve Güneydoğudaki illerimize yönelik çıkardık ki bu bölgelerdeki işsiz vatandaşlarımıza ekmek kapısı olsun diye. Bu teşviklere rağmen iş adamlarımızdan bölgeye yönelik beklediğimiz ilgiyi henüz göremedik. Olsun bekleyip değerlendireceğiz. İki sene dolunca tekrar bir değerlendirme yapacağız. Bütün derdimiz iş adamlarımız bu illerimizde yatırım yapsın. Yeni iş kapıları açılsın, işsiz vatandaşlarımız iş sahibi olsunlar." Teşvik yasası devrede; fakat... Erdoğan'ın bu sözlerini iş adamlarına yönelik bir sitem olarak değerlendiriyorum. Başbakan'ın bu sitemine de gönülden katılıyorum. "İş adamlarımızdan beklediğimiz ilgiyi henüz göremedik. Bütün derdimiz iş adamlarımız bu illerimizde yatırım yapsın" sözleri bir sitem değil mi? Bu sözlerin altında başka anlam aramaya gerek var mı? Başbakan büyük yatırımcı kuruluşlara ve iş adamlarımıza sesleniyor: "Gelin bölgeye yatırım yapın. Bölge kalkınsın, istihdam artsın, işsizlik önlensin" diyor. Bölge için bundan daha güzel ne olabilir! Bu mesajı inşallah yerine ulaşır. Yatırımcılar teşvik yasanından yararlanmak için derhal harekete geçmelidir. Bize göre bölgeye ilk önce büyük holdingler gitmeli, Türkiye'nin ekonomisinde söz sahibi olan iş adamlarımız öncülük etmelidir. Özel sektör ve devletin iş birliği yapması, doğunun çehresinin değişmesi için bir fırsat olacaktır. Bu tarihî fırsatı kaçırmamak lazım. AB üyeliği için müzakerelere hazırlanan Türkiye'nin doğu ve batı arasındaki dengesizliği ortadan kaldırması toplumsal mutabakat açısından çok önemlidir. İnşallah önümüzdeki günlerde iş adamlarımız bu bölgeye yönelik müjdeli yatırım haberleri vererek Başbakan Erdoğan'ın beklentilerini boşa çıkarmazlar!