Erdoğan'dan sağduyulu yaklaşım

A -
A +

TBMM'de, dün hareketli bir gün yaşadık. Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliğini iptal ettiği günden bu yana ilk kez mecliste grubu bulunan siyasi parti liderlerinin konuya ilişkin detaylı değerlendirmelerini dinleme imkânı bulduk. CHP hariç meclisteki tüm siyasi partiler Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını, mahkemenin yetkisini aşarak yasama organının görev alanına müdahale olarak değerlendirdiler. Bu kararın hukuki değil siyasi olduğunu, mahkemenin şekil denetimini aşıp esasa girdiğini ve anayasayı çiğnediğini belirttiler. MHP lideri Bahçeli'nin "Anayasal yargının, milli iradenin tecelli ettiği yegâne yer olan meclisin iradesini hiçe sayarak yasamanın yetki alanına müdahale etmemesi ve bu yolla kuvvetler ayrılığı ilkesini fiiliyatta kuvvetler hiyerarşisine dönüştürmekten sakınması önemlidir" tespiti MHP'nin meseleye nasıl baktığını özetlemektedir. Ankara'da herkes, kararın açıklanmasından bu yana bir değerlendirme yapmayan Başbakan Erdoğan'ın sert bir çıkış yapmasını bekliyordu. Erdoğan grupta genel başkandan ziyade ülkenin başbakanı üslubu ve sorumluluğu içinde bir konuşma yaptı. "1920'den bu yana bu meclis hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi kabul etmedi, bundan böyle de kabul etmeyecek" mesajı ile hukukun korunması gereğine işaret etti. "Herkes meclisin yetkileri daraltılıyor derken CHP sözcüleri de meclisin yetkilerini aştığını söylüyorlar. CHP yasama ve yargı erklerinin çatışmasının zeminini hazırlıyor. Yetki çatışması çıkartmak için her vesileyi fırsat biliyor. Siyaset alanının daraltılmasından medet umuyorlar" sözleriyle Ana Muhalefet Partisi'ne yüklendi. CHP'nin yapıcı değil, yıkıcı bir siyaset tarzı izlediğini söyleyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili önemli değerlendirmeler yaptı. Korku ve vehimlerden beslenen siyasi ve ideolojik hukuk anlayışının objektif hukukun hâkim kılmasını engelleyeceğinin altını çizgi. Erdoğan da Bahçeli gibi, Yüce Mahkeme'nin meclisin yetki alanına girdiğini, anayasanın vermediği bir yetkinin kullanılmasının yasal olmadığını, 'Ben yaptım oldu' anlayışının tüm erkler açısından kaçınılması gereken bir anlayış olduğunu, bu anlayışın demokratik hukuk devletinin kimyasını bozacağını ifade etti. "Yasama ve yürütme erki yanlış yaparsa yargıdan döner. Olmazsa milletten döner. Peki, yargı organı yanlış yaparsa nereden dönecek? Bugün bu soru tartışılır hale geldi. Demokraside denetime tabi olmayan bir erk olamaz" değerlendirmesiyle, yansız ve adil yargıya olan ihtiyacı dile getirdi. Erdoğan'ın diğer bir ikazı da; Türkiye'nin 'yetki çatışması' ortamından çıkartılması oldu. Erdoğan'ın demokrasilerde rejimin hukuk ve yasalar içinde kalarak korunmasının gerekliliği vurgulanan konuşmasının diğer satır başları şöyle: *Hiçbir kurum kendisini anayasanın üzerinde göremez. *Hiçbir kurum kendisine diğer kuvvetlerin üzerinde bir güç vehmedemez. *Kaynağını anayasadan, yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Evet, değerlendirmelerin özeti bu. Meclis başkanının yapacağı liderler zirvesine kadar yeni bir şey yok, sanki.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.