Ergenekon davası yeni başlıyor

A -
A +

Ergenekon davasına bakan savcılar 2004 yılında görev yapan kuvvet komutanlarını şüpheli sıfatı ile ifade vermek üzere hafta sonunda ifadeye çağırdılar. Gazeteleri inceledim, gelişmeye ilişkin en güzel başlığı Radikal Gazetesi atmıştı: "Geldik İşin Özüne..." Evet, bu başlık çok şey ifade ediyor. Uzun süredir devam eden davanın özüne yaklaşılıyor. Eğer Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in söylediği gibi Ergenekon davasının özü darbe girişimi ise Sarıkız-Ayışığı-Yakamoz ve Eldiven darbe girişimlerinin tezgâhlandığı dönemde görevdeki en yetkili isimlerin ifadelerine başvurulması kaçınılmazdı. Dönemin genelkurmay başkanının tanık olarak ifadesine başvuruldu. Savcılar o dönemde darbeleri engelleyen isim olarak bilinen Özkök'ü İzmir'de ziyaret edip görüştüler. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eruygur zaten Ergenekon davasından yargılanıyor. Diğer 3 kuvvet komutanı da şimdi şüpheli sıfatı ile çağrıldı, adalete hesap verecekler. "Darbe zemini oluşturmak amacıyla silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak" iddiasıyla birçok isim tutuklandı. Davanın en önemli kanıtlarından biri olarak kabul edilen günlüklerde ismi geçen üst düzey komutanların soruşturulmamış olması kamuoyunu rahatsız etmişti. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in elektronik ortamda tuttuğu notlarda planlanan darbe girişimleri tüm detayları ile anlatılmış. Bu notlar Nokta Dergisi'nde yayınlandığında Örnek inkâr etti, kabul etmedi. Muhtemelen yine reddedecek. Ancak günlük metninin kendisine ait olduğu hem kriminal inceleme ile hem de verdiği bilgilerin olaylara denk düşmesiyle kanıtlandı. Bu günlükler darbe girişiminin kanıtı haline dönüştü. Kanıt olarak kabul edildikten sonra anlatılanların doğru olup olmadığına ilişkin ciddi çalışmalar yapılmış ve sonuçta savcılar günlüklerin gerçek olduğuna karar vermişler. Eğer bu günlükler darbe girişiminin kanıtı ise orada ismi geçenler tabii ki adaletin önüne çıkarılmalı. Günlüklerde yazılanlar doğru ise adı geçen emekli generaller yaptıklarının cezasını çekecektir. Kendi komutanının arkasından iş çeviren bir asker iyi bir asker değildir. Eğer gerçekten dönemin kuvvet komutanları, genelkurmay başkanının emri ve bilgisi dışında iddia edilen işleri yapmışlarsa hele hele kendi komutanlarına tezgâh kurmuşlarsa o makamlara kadar gelmiş olmaları bile askerlik mesleği açısından ciddi bir talihsizliktir. Ayrıca demokratik düzene müdahale girişimleri ağır cezalık bir suçtur. Kuvvet komutanı olmak bu suçu işleme ayrıcalığı getirmez. Bilakis TSK'nın üst düzey görevlileri yasalara uygun hareket etme konusunda astlarına örnek olmakla mükelleftir. 2003-2005 yılları arasında AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak için gayrı yasal hiçbir şey yapılmadı demek vicdansızlık olur. Abuk-sabuk birçok şey yapıldı. Ancak yine de TSK bünyesinde maceraperestler kadar demokrasiye bağlı aklı başında insanlar da vardı. Onların sağduyusu galip geldi. Ülke felaketin eşiğinden döndü. O dönemde saçma-sapan işler yapanlara bugün hesap sorulmaz ise korkarım gelecekte de buna cesaret edenler çıkar. Artık demokrasiyi kesintiye uğratma amaçlı girişimlerin sona ermesi gerekiyor. Bunun sağlanması için hukuk ve yasaların dışına çıkan kim olursa olsun yakasına yapışıp millet adına hesap sorulmalıdır. O dönemin en önemli isimlerinin ifadesine başvurulması önemli. Her şey biraz daha netleşecek. Sonuç alınır veya alınmaz ama herkes hiç kimsenin dokunulmaz olmadığını görür, anlar. Bu bile hukuk devleti açısından önemli bir kazanımdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.