Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu; Başbakanın Güneydoğu sorunu ile ilgili olarak "söyleyecek sözü olan varsa söylesin" çağrısı üzerine gazete ve haber ajanslarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi ve konu ile ilgili düşüncelerini dile getirdi. Erkan Mumcu, bu sorun ile ilgili çözüm önerilerini kapsayan detaylı bir raporu Ekimde TBMM'ye sunacaklarını kaydetti. Sayın Mumcu'nun PKK terör örgütü, bu örgütün hedefleri ve terörün tırmanmasıyla ilgili teşhislerine katılıyorum. Erkan Mumcu'nun, "PKK, Stalinist milliyetçi bir örgüt. Türkiye'deki bölücü hareketin liderliğini yürütüyor. Kürt hareketinin içindeki diğer bütün unsurları sindirme kararlılığını sürdürüyor, Kürt hareketinin tek sözcüsünün kendisi olduğunu, Kürt hareketi ile ilgili sadece PKK ile müzakere yapılabileceğini ısrarla ortaya koymaya çalışıyor" tarzındaki açıklaması doğru bir değerlendirme. Kürt siyasetçilerin büyük bir bölümünün, HADEP'in İmralı ekseninden çıkmamasının sebebi bu anlayışın bir sonucudur. PKK bir piyon Mumcu, daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları, daha fazla refah talebinin çözüm arayışları içerisinde olması gerektiğini, ancak bunlar sağlandığında ayrılıkçı hareketin sona ereceğini beklememesinin doğru bir tespit olamayacağının altını çizdi. Mumcu'nun Güneydoğu bölgemizde yaşanan ayrılıkçı sorunun dünyadaki benzerlerinden farklı olduğu, bu bölgenin büyük güçlerin nüfuz alanı olarak görülmesi ve büyük güçlerin PKK gibi aktörleri zaman zaman piyon olarak kullandıkları değerlendirmesi doğru bir teşhis. PKK'nın dağılma ektisi ile yüz yüze kaldığı bir dönemde terörü tekrar tırmandırmaya karar verdiğine işaret eden Mumcu, PKK'nın "Ben ölmedim, ayaktayım ve bu hedef kitle içinde benim dışımda söz söyleyecek kimse yoktur" iddiasını ortaya koyduğunu anlattı. "PKK, terör olmadan olmaz" diyor. Türkiye-ABD ilişkileri Sayın Mumcu, terörün yeniden tırmanmasının sebeplerini şöyle sıralıyor: - 1 Mart tezkeresi ile birlikte ABD'nin terörle mücadelede Türkiye'nin desteğini çekmesi, -PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığına göz yumması, -Irak'ın yeniden yapılandırıldığı bir dönemde Türkiye'yi iç sorunlarla uğraştırarak yeniden yapılanmada etkisiz hale getirme isteği, -PKK'nın hedef kitlesi üzerinde son yıllarda kaybetmeye başladığı otoritesini tekrar tesis etme girişimi. ? Mumcu'dan çözüm önerileri Sayın Mumcu, en başta hükümetin bölücü örgüt karşısında net bir tavır koyması gerektiğini söylüyor ki, hükümet de "bölücü örgüt" karşısında tavrını net bir şekilde koymuş durumda. Mumcu'ya göre, Türkiye'nin karşısında terör sorunu kadar bir "bölücülük" sorunu da var. "Türkiye'deki etnik çeşitlilik Avrupa ülkeleriyle benzerlik taşımıyor" diyen Mumcu, terör örgütü PKK konusundaki kaygılarını da şu sözlerle aktarıyor: "Sorunu görmezden gelen bir yaklaşım içinde bir yere varamayız. Teşhisi doğru koymak durumundayız. Bu konuda acilen dikkatle kurgulanmış bir ulusal stratejiyi üretmek zorundayız. Sorunun gerçek adı Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğünün korunması ve sürdürülmesi sorunudur." Evet, sayın Mumcu'nun altını çizebileceğimiz tespitleri bunlardı. Sayın Başbakan'ın Diyarbakır'da yaptığı konuşma bazı kesimler tarafından eleştirildi. Ancak, şu da unutulmamalı. Türkiye terör problemi ile yıllardır uğraşıyor. Türkiye bugüne kadar bazı problemleri görmezden gelmenin ya da problemleri ertelemenin sıkıntısını hep yaşadı. Başbakan'ın sözleri yine bazı çevrelerce "ateşle oynamak" olarak nitelendirildi. Ama ateşle oynanmadan ateş hiçbir zaman söndürülemez.