Gezimizin son durağı Bangladeş, nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan bir ülke. Nüfus çok kalabalık ama ekilecek-biçilecek toprağı yok. Bangladeş dünyada okuma ve yazma oranı en düşük ülkelerden biri. Türkiye ile Bangladeş arasında var olan ilişkiler Kurtuluş Savaşı'na kadar dayanıyor. O tarihten önce 1209'da, Türkmen topraklarından Bengal'e gelerek İslamiyeti ilk buraya getiren Türk akıncı Muhammed Bahtiyar Kılıççı. 1298'de de Mevlana'nın Konya'da ölümünden sonra Şah Celali Mevleviliği yaymak üzere bu topraklara gelmiş. Kurtuluş Savaşı'nda buradaki Müslümanlar kendi aralarındaki dayanışma ile Anadolu'ya destek olmuşlar. Bu bölgedeki hemen hemen her evde, toplanan çok mütevazı para ya da mücevherler işgal altındaki İstanbul'a yasa dışı yollardan iletilmiş. Bu paraların bir kısmı Ulus'taki ilk TBMM binasının onarımında kullanılmış. Kalanı ise Atatürk'ün talimatıyla Celal Bayar tarafından İş Bankası'na kurucu sermaye olarak verilmiş. Cumhurbaşkanı Gül, bize bu bilgileri verirken âdeta buralara niye geldiğimizi anlatmaya çalışıyordu. Bu ülkede; Türkiye'ye, Türklere ve Atatürk'e büyük saygı, sevgi ve hayranlık duyuluyor. Bangladeş'in Milli Şairi Kazi Nazrul İslam'ın 1921'de kaleme aldığı Kemal Paşa isimli Destanı bugün bütün okullarda okutuluyormuş. Atatürk'ün vefatından 3 ay sonra yerli ahalinin kendi tasarrufları ile kurduğu Mustafa Kemal lisesi hâlâ ayakta. TİKA bu okula destek veriyor. Adı Mustafa Kemal olan birçok insan var. Ülkenin kurucusunun oğlunun ismi de Mustafa Kemal. KKTC'yi Türkiye'den sonra tanıyan ilk ülke Bangladeş. O zamanın şartlarında zor bir karar almışlar. Fakat bu uzun ömürlü olmamış. Buna rağmen, KKTC'nin uluslararası bir formda başı sıkıştığında, destek veren belli başlı ülkelerden biri, Bangladeş. Aynı şekilde uluslararası tüm kuruluşlarda da koşup Türkiye'ye destek veriyorlar. Türkiye'nin Dakka Büyükelçisi Şakir Torunlar işine son derece hâkim bir diplomat. "Büyükelçiliklere tecrübesiz diplomatları gönderiyorlar" diyen emekli monşerlerin gelip bu genç adamların neler yaptığını görmelerini tavsiye ediyorum. Sayın Büyükelçi, Türkiye'nin Asya'da ticari açılım yapabileceği 4 ülkeden birinin Bangladeş olduğunu söylüyor. Yatırımlara doymuş ve refah seviyesine ulaşmış ülkelerde iş yapmak için Bakan Binali Yıldırım'ın deyimi ile 40 takla atmak gerekiyor. Bangladeş gibi yatırımlara aç ülkelere herkesten önce gelip yatırım yapmak kârlı ve ciddi avantajlar sağlıyor. Burada iş gücü çok ucuz. Almanlar bu nedenle gemi inşa işlerini burada yapıyorlar. Amerikalı iş adamları otellerde görülmeye başlanmış. Gıda ürünlerini çok fahiş fiyatlarla Avrupa'dan alıyorlar. Mesela tereyağı, peynir Belçika'dan geliyor. Dondurulmuş gıdalar Avrupa'dan temin ediliyor. Türkiye'nin buraya ihraç edebileceği çok şey var. Burası mikro krediyi bulan ve ilk uygulayan Muhammed Yunus'un ülkesi. Burada fakirlik var ama açlık yok. Fakir fukaraya çorba dağıtımı dahil birçok yardımlar yapılıyor. İş adamları ile kahvaltıda buluşan Cumhurbaşkanı, Türk ve Bangladeşli iş adamlarına önemli mesajlar verdi. "Biz iki devlet olarak ticaret için her türlü altyapıyı hazırlıyoruz, gerisi sizin işiniz. Önünüzü açarız" sözleri önemliydi. Gezilere bilinçli bir şekilde kalabalık iş adamları ile çıktığını hatırlatan Cumhurbaşkanı, Türk iş adamlarının dünyaya açılması için yoğun ve samimi bir çaba sarf ediyor. Kahvaltının bitiminde çok fark edemediğimiz bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanlarının önünde bir anlaşma imzalandı. Çıkışta cumhurbaşkanı, "Bakın Bangladeş'le bir milyar dolarlık kredi, 5 milyon dolarlık eğitim için hibe anlaşmasını sessiz sedasız imzalıyorlar" diyerek iş dünyamızın başarısını teyit etti. RHEA Yatırım grubu Bangladeşli bir grupla 1 milyar dolarlık kredi sözleşmesi yaptı. İki ülke arasında askerî ilişkiler de var. Bangladeş ordusundan her yıl belli sayıda asker Silahlı Kuvvetler Akademisinde eğitim alıyor. Geçen ay iki ülke arasında askerî anlaşma imzalanmış. Yılda bir kez Türkiye, düzenli olarak buradaki bir askerî birliğe malzeme ve teçhizat desteğinde bulunacak. Sayın Cumhurbaşkanının iyi niyetle yaptığı bazı açıklamaların Türkiye'de yanlış anlaşılmalara sebep olmasının dışında verimli ve harika bir gezi oldu. Programı tıkır tıkır işleyen hiçbir aksaklık ve sıkıntı yaşamadığımız bu gezinin gizli kahramanları olan Cumhurbaşkanlığı çalışanlarına teşekkür ediyorum. Çok yoruldular ama harika işler çıkardılar...