Fitne ateşine odun taşımak

A -
A +

Hepimiz dün Başbakan Erdoğan'ın Gençlik Kolları Kongresinde tele-konferansla yaptığı konuşmaya kitlendik. Son yaşadığımız krizle ilgili ilk kez konuşacaktı ve bizler neler söyleyeceğini merakla bekliyorduk. Başbakanın bu konuda salı günü Grupta yapacağı konuşmada daha net şeyler söylemesi bekleniyor. Dünkü konuşmasında üstü kapalı olsa da herkese lazım olan mesajları verdiğini söylemek mümkün. "AK Parti 81 vilayette tüm inanç gruplarının partisidir. Belli zümrelerin, çetelerin partisi değildir. Kılavuzluk eden sadece millettir. Milletin dışında kimsenin önünde boynumuzu bükmeyiz, kimseye eyvallah demeyiz" sözleri ile milletten aldığı yetkiyi de sorumluluğu da kimseyle paylaşmayacağının altını çizdi. Politik tercihlerinin sorgulanmasına ve bu tercihlere müdahaleye izin vermeyeceğini, gücünü milletten aldığını ve millet dışında kimseye hesap vermeyeceğini açık-seçik beyan etti. Siyasete yön verme çabalarını reddetti. "Demokraside yasamanın, yürütmenin, yargının sınırları bellidir. Sınırları aşmak yetki gasbıdır. Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz" sözleri ile yargıya gönderme yaptı. Belli ki Sayın Başbakan son olayda savcının çizmeyi aştığını ve yürütmenin politik tercihlerini sorgulamaya kalktığını düşünüyor. Bu girişimi de yetki gasbı olarak görüyor. "Hiç kimse ellerini ovuşturmasın. Hiç kimse kriz duasına çıkmasın. Kaos-çatışma hayalleri kurmasın. Tüm kurumlar uyum ve motivasyon içinde görevlerini yapıyor. Münferit meseleleri kaşıyanlar ne ülkeye, ne de millete hizmet etmiş olmazlar" sözleri ile de kurumlar arasında gerginliğe-uyumsuzluğa göz yummayacağını belirtiyor. Münferit sorunların varlığını görüyor, bu sorunları çözebilecek iradelerinin olduğunu söylüyor. Bu sorunları kaşımanın ülkeye zarar vereceği ikazını yapıyor. "Ne devletin kurumları arasında, ne de bu milletin evlatları arasında bir husumet, anlaşmazlık yoktur, olamaz. Herkesi daha sorumlu olmaya davet ediyorum" sözleri konuşmanın belki de en can alıcı sözleri. Hem polis hem de MİT hükümete bağlı kurumlar. Bunlar arasında "Anlaşmazlığa izin vermem" diyor Sayın Başbakan. Münferit bazı olayların dışında bu kurumlar arasında bir anlaşmazlığın olmadığının altını çiziyor. "Bu milletin evlatları arasında bir husumet, anlaşmazlık yoktur, olamaz. Herkesi daha sorumlu olmaya davet ediyorum" sözleri 'Hükümetle Fethullah Gülen Hocaefendi hareketi arasında çatışma var' iddialarına açık bir cevaptır. Başbakan "Böyle bir şey yok" demekle kalmıyor "Böyle bir şey olamaz" vurgusunu yapıyor. "Herkesi daha sorumlu olmaya davet ediyorum" mesajı fitne ateşine odun taşıyanlara yönelik bir mesaj. Bana göre konuşmasındaki en önemli mesaj budur. Umarım AK Parti'ye yön vermeye çalışan bazı çevrelerle, muhafazakâr olduğunu iddia eden bazı ilm-i siyasetten yoksun heyecanlı, kraldan çok daha çok kralcı, az sayıdaki insanlar bu mesajı iyi okur ve değerlendirirler. AK Parti ile muhafazakâr çevrelerin ilişkisinden rahatsız olan çevreler sürekli manipülasyonlar yaparak fitne çıkarmaya çalışıyorlar. Yalan ve iftiraya dayanan fısıltıları yayarak bunu yapıyorlar. İki farklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve iktidar çekişmesi yaşanmasını murad edenlerin sayısı hiç de az değilmiş. Bu iktidarın yapabileceği en büyük yanlış, birilerinin dolduruşundan ve yönlendirmesinden etkilenip kendi tabanını oluşturan mütedeyyin insanların bir araya geldiği yapılarla kavga etmek olur. İnsanlarımızın inançlarını özgürce yaşaması, kendilerini özgürce ifade etmeleri için büyük emekler vererek gerekli atmosferi oluşturan; karanlık yapılara karşı büyük mücadeleler veren bir iktidar partisi ile ters düşmek; o iktidarın içeride ve dışarıda zorda kalmasına sebep olacak işler yapmak kendisine Allah yolunu seçmiş olanlara yakışmaz. Hiçbir muhafazakâr hareketin böyle bir amaç taşıyacağına inanmam. Şer güçlerin işine yarayacak bir iklimin oluşmasına sebep olan kim olursa olsun büyük günah işler. Bu millet rahmetli Menderes'in rahmetli Özal'ın kıymetini sonradan fark etti. Elimizdeki değerin ne olduğunu yaşarken fark etmeli ve sahip çıkmalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.