Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Ankara'daki iki kulübe yönelik alınan hukuksuz kararları sizinle paylaşmak için izninizle bugün köşemi bu konuya ayıracağım. Yaklaşık bir buçuk ay önce gazeteci bir arkadaşım aradı. Ankaragücü ve Fenerbahçe taraftarı olduğumu bilen arkadaşım, Ankaragücü'nde kongre sürecinin başladığını, kendisinin yönetime girmek için girişimde bulunduğunu, eski yönetimleri eleştirmek yerine benim de elimi taşın altına koyup yeni yönetime girmemi önerdi. Düşünüp kendisine cevap vereceğimi söyledim. Düşündüm, arkadaş çevremle istişare ettim ve kongrede yönetime aday olmaya karar verdim. Evraklarımı tamamlayıp müracaatımı yaptım. Ankaragücü'nün kongresi yapıldı. Kongreye TFF herhangi bir gözlemci göndermedi. Yüzlerce delegenin katılıp oy kullandığı kongre sonucunda ben de seçilip yeni yönetime girdim. Yeni yönetim seçildikten sonra bir kez toplandı ve bu toplantıda kulüp başkanı seçildi. Başka bir resmi toplantımız ve icraatımız da olmadı. Ancak yönetim kurulunun Ahmet Gökçek'i kulüp başkanı olarak oy birliği ile seçmesinden hemen sonra fırtınalar kopmaya başladı. TFF görülmemiş bir süratle peş peşe toplantılar yaparak bildiğiniz gibi Ankaraspor'u birinci ligden düşüren, Ankaragücü'nün yeni yönetiminden 15 yöneticiye hak mahrumiyeti cezası öngören bir karar verdi: "Yöneticisi olduğunuz Ankaragücü'nün aynı ligde mücadele ettiği Ankaraspor A Ş. İle arasındaki sportif rekabeti engelleyici ilişki nedeniyle 3 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmanıza..." Bu kararın Türkçesi şu; "Siz yeni seçilen yöneticiler hem Ankaraspor'u hem de Ankaragücü'nü yönetiyorsunuz. Ankaraspor'la bağınız var. Ligin devamında bu iki takım arasında yapılacak maçlarda şike yapabilirsiniz" Akıllara ziyan bir öngörü. Bu bir suç tasnii yani suç uydurması. Muhtemel şike öngörüsü. 3-5 kişi bir araya gelip, 15 insanı şike gibi yüz kızartıcı bir suçla suçluyor ve ceza veriyor. Onurumuzla oynuyorlar. Bu kimsenin haddine değil. Yazıklar olsun. Futbolda hizmet için her şeyini ortaya koyan insanlara henüz hiç icraatları olmadan yüz kızartıcı bir suç yüklemek hangi vicdanın işidir? Elinizde böyle bir ahlaksızlığı yapabileceğimize ilişkin hangi kanıtlar var? Ankaraspor'la ilgili nasıl bir bağım var? Öncelikle şunu belirtmeliyim; kurulduğu günden bu yana Ankaraspor'la hiçbir hukuki ve idari bağım olmadı. Hiçbir maçına gitmedim. Yerini-yurdunu bilmem. Üç futbolcusunu sayamam. Teknik direktörü kim bilmem. Federasyon olarak böyle ağır-keyfi ve onur kırıcı bir kararı vermeden önce Ankaraspor'un kayıtlarını incelemediniz mi? Hangi kaydında, evrakında ismim var. Böyle bir bağı fiziken tespit etmeniz mümkün değil. Peki hal böyle iken şahsımla Ankaraspor arasında nasıl bir ilişki uydurdunuz? Olmayan bir ilişkiyi var kabul ederek şahsıma yüz kızartıcı bir suçu yükleyip ceza kesmenizi hangi hukukla, hangi vicdanla, hangi ahlakla izah edeceksiniz? Bu kararınızın hukuki mesnedi var mı? Futbola gönülle katkı vermekten öteye bir amacı olmayan insanları hangi hakla zan altında bırakıyorsunuz? Bana kararınıza temel teşkil eden bir tane delil gösterin. TFF, Türk futbolunun en tecrübeli-en sağduyulu ve tarafsız akil adamlardan oluşan bir özerk kurumdur diye biliyoruz. TFF üyeleri elinizi vicdanınıza koyun, vicdanınız rahat mı? Olup biteni çok açık ve samimi bir şekilde açıkladım. Ceza filan umurumda değil. Ama bana yüklediğiniz yüz kızartıcı suçu neye dayanarak yükleyip karar verdiniz? Haysiyetimizle oynama hakkını hangi güç verdi size? Bu suçu reddediyorum. Haklarımı hukuki zeminde sonuna kadar arayacağım. Bu kararın altında imzası olan tüm üyelere sesleniyorum, farkında olarak veya olmayarak ciddi bir hata içerisindesiniz. Vebal altındasınız. Bir insana yüz kızartıcı bir suçu yüklemek için çok ince eleyip sık dokumak, vicdanen rahat olmak gerekir. Biz 100 yıllık geçmişe sahip olan Ankaragücü gibi efsane bir kulübe itibarımızı ortaya koyarak katkı vermeye geldik. Başka bir niyetimiz yok. Sayın Gökçek'le bir kavganız varsa buna Türk futbolunu alet etmeyin. Açık ve şeffaf olun.