Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iktidar partisine kapatma davası açılabileceğine ilişkin imaları veya basının haber çarpıtması ile oluşan tedirginliğin de etkisiyle borsamızdaki kayıp yüzde 7'leri buldu. "Siyasi partiler, kapatma davasını hissederler" türünden beyanlar, Balyoz soruşturması ardından Genelkurmay'da 15 orgeneral ve oramiralin yaptığı toplantının kamuoyunda oluşturduğu gerilim, borsada işlem gören şirketlerin değerinin üç günde 18.1 milyar dolar erimine sebep oldu.Yani, "Komutanlar istifa eder mi? AK Parti'ye kapatma davası açılır mı? Hükümet erken seçime gider mi?" endişesinin maliyeti 18 milyar dolar... Faizler yüzde 9'u aştı. Dolar 1.56'yı buldu. Ekonomik krizin can yaktığı milyonlarca insanın işsiz olduğu bir ortamda bu soruların sorulmasına ve tedirginlik oluşmasına sebep olanlar elini vicdanına koysun. Yazıktır, iğne ucu ile topladıklarımızı kimsenin tekme vurarak dağıtmaya hakkı yok. Hiç merak etmeyin muhalefet istiyor diye erken seçime gidilmez. Ben muhalefetin de samimi olarak erken seçim istediğine inanmıyorum. Ülkemizde erken seçime gidilmesini gerektirecek olağanüstü bir durum yok. Her ne kadar TBMM'yi, muhalefet işlemez hale getirmeye çalışsa da yasama organı tüm engellemelere rağmen çalışıyor. Ülkemizin ekonomik krizin hasarlarını onarmaya çalıştığı, ekonominin toparlanmaya çalıştığı ve çevremizde birçok uluslararası siyasi gelişmelerin sıcak bir şekilde yaşandığı bir dönemde hangi gerekçe ile erken seçime gidilecek? Hem gidilse ne değişecek? Daha birkaç gün önce denek sayısının oldukça fazla olduğu bir anketin sonuçlarını gördüm. AK Parti'nin oy oranı yüzde 41, CHP'nin yüzde 19.6 MHP'nin oy oranı ise yüzde 15.9. Bu oranlar Meclis tablosunda neyi değiştirecek ki, erken seçime gidilsin? Ben Mayıs 2011'den önce seçim ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Gelelim AK Parti'yi kapatma davasına. Sayın Başsavcının dünkü açıklaması ortalığı biraz rahatlattı. Hiçbirimiz kör, sağır ve aptal değiliz. AK Parti'nin tüm faaliyetlerini izliyoruz. Bu partiye bir kapatma davası açmak için orta yerde hiçbir sebep yok. Ayrıca muhalefet partileri samimiyetle iktidar partisine bir kapatma davası açılmasına karşı çıkıyorlar. Barolar Birliğinden, TÜSİAD'a ve sendikalara kadar hiç kimse bir kapatma davası istemiyor. Özellikle MHP bu tür girişimlerin muhalefet partilerine daha çok zarar verdiğini bu tür girişimlerin siyasi rekabeti ortadan kaldırdığını düşünüyor. Hem Türkiye kamuoyu hem de üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlar bu çağda, bu tür davalara şiddetle karşı çıkıyorlar. Ayrıca zorlama-suni delillerle bir dava açılsa bile, Anayasa Mahkemesi'nin bu kez pozitif davranacağı hissiyatı hâkim. Komutanların yaptığı toplantıya gelince; bunda ürkülecek bir şey yok. Bu toplantıyı sadece olup-bitene tepki vermek için yapılan bir toplantı olarak değerlendirmek doğru değil. Bu toplantı dışa dönük olduğu kadar içe dönük bir toplantı. Bu çağda bu kadar gelişmeden sonra TSK bünyesinde anti-demokratik bir tavır sergileyecek hiç kimse yoktur. Anti-demokratik girişim beklentisini TSK'ya hakaret olarak gören bir Genelkurmay Başkanı görevinin başında. Ayrıca devlet kurumları arasında görüşme kanalları açık olduğu sürece kimse bir kriz beklememelidir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın konuşması harika idi. Sorumluluk mevkiindeki herkes o konuşmayı defalarca okusun ve anlamaya çalışsın...