Melih Gökçek'in adaylığını içine sindiremeyen bazı çevrelerin ve köşe yazarlarının şöyle bir itirazı var: "Gökçek 3 dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıyor. Artık çekilmeli!.." İtirazlarını ilk bakışta masum görebiliyor insan. Ancak aynı köşe yazarları, bir dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış iki dönem de büyükşehir belediye başkanlığına aday olup Gökçek'le sandıkta yarışmış ve ezici bir farkla yenilmiş olan ve üçüncü kez aday olan Karayalçın'a dönüp aynı mantıkla; "Sayın Karayalçın üçüncü kez hangi gerekçe ile aday oluyorsun. Ankara halkı iki dönem üst üste seni istemediğini açık-seçik ortaya koydu. 2004 yerel seçimlerinde yüzde 21 oy aldın. 2004'ten bu yana senin cephende ve Ankaralıların cephesinde ne değişti ki sen tekrar oy isteyeceksin. Üç dönem yetmedi mi? Koskoca ana muhalefet partisi Başkent için iki kez sandıktan yenik çıkmış birisinden başka aday bulamadı mı? Koskoca CHP, başka bir siyasi partinin genel başkanını neden aday yapmak zorunda kaldı?.." sorularını sormaları ve cevaplarını ortaya koymaları gerekir. Bu tahlili yaptıklarında ben o köşe yazarlarının değerlendirmelerine önem veririm. Aksini Gökçek ve AK Parti hazımsızlığı olarak kayda geçerim. Sayın Baykal, televizyon ekranlarında "AK Parti Gökçek'i aday yapmak zorunda kaldı" diyor. Baykal'a sormak lazım, "Siz neden size rakip başka bir siyasi partinin genel başkanını aday yapmak zorunda kaldınız?" 2004 yerel seçimlerinden bir ay önce sizi Ankara'nın Gündemi Programı'na konuk etmiştik. O programda bölücü ve etnik siyaset yaptığını söylediğiniz DEHAP'la yerel seçimlerde ittifak yapan SHP lideri Karayalçın için "Karayalçın'ın belediye meclis üyesi ve adaylarının listesi İmralı'dan geliyor" dediğiniz ve bölücülerin değirmenine su taşımakla itham ettiğiniz bir ismi; ne değişti de bugün Ankara'dan aday yaptınız? Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir dahil DTP'li belediye başkanlarının 2004 yerel seçimlerinde Karayalçın'ın listesinden seçilmiş olduklarını unuttunuz mu? Ayrıca AK Parti içinde Gökçek'in dördüncü kez aday olmasının etik olmadığını ileri süren parti büyükleri, kendilerinin kaç kez milletvekili adayı olduklarını unuttular mı? Kendileri çok mu taze? Batılı demokrasilerde siyasetçiler sandıktan çıkan sonuçlara göre siyasete devam edip-etmeme kararı verirler. Eğer seçmen siyasetçiyi istemiyorsa, o siyasetçi namusu ile sahneden çekilir. Yani demokrasilerde siyasetçinin alandan çekilip çekilmemesine köşe yazarları, televizyon yorumcuları ve muhalefet liderleri değil, halkoyu ile sandıkta karar verir. Bu küresel ölçüye bakarak değerlendirirsek, Melih Bey'in 4'üncü kez aday olması son derece doğal. Gökçek, 94 belediye seçimlerinde yüzde 27.34, 99 seçimlerinde yüzde 33.79, oy almış. 2004 seçimlerinde ise partisi Ankara'da yüzde 49.13 oy alırken, kendisi yüzde 55.35 oy alarak 3 dönem başkan seçilmiş. Halk desteği 27.34'ten başlayarak 55.35'e kadar giderek yükselmiş. Sürekli yükselen bir grafik çizmiş. Gökçek, 2004 seçimlerinde bir önceki dönemde aldığı yüzde 33.7'lik oyun altına düşseydi, "Halk istemiyor bırak" deme hakkımız olurdu. Gördüğünüz gibi siz nefret etseniz de Gökçek halkın gönlüne girmiş.