Gökçek'i bitirme kampanyası

A -
A +

Ankara'daki su sıkıntısı ile ilgili basında yer alan haberleri 15 gündür ibretle okuyorum. Bu konuya girmemek için direndim. Belediye başkanı arkadaşım olduğu için, "Taraf olmayayım" diye sadece izledim. Ama muhterem basınımız, işi iyice çığırından çıkarıp, sorunu belediye başkanını linç etme, belden aşağı vurma ve kendi deyimleri ile "Gökçek'i bitirme" kampanyasına dönüştürünce ciddi ve kasıtlı bir haksızlık yapıldığını düşündüm ve yazmak istedim. Bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmek tehlikeli sonuçlar doğurur. 3 Temmuz 1968 tarihli 1053 sayılı Ankara-İstanbul ve nüfusu 100 binden fazla olan şehirlerde içme, kullanma ve endüstri suyu temini hakkındaki kanunun 2.maddesi; su kaynağını teşkil eden barajlar, isale hatları ve tasfiye tesisleri DSİ Genel Müdürlüğü, depo ve tevzii şebekeleri belediyelerce yapılır" diyor. Kanun şu anda yürürlükte. Belediyenin görevi DSİ'nin şehirlere getirdiği suyu depolamak ve şehir içi dağıtım şebekesini inşa edip işletmek. DSİ Genel Müdürlüğü'nün Ankara'nın su ihtiyacı ile ilgili yatırım programını incelediğinizde 2009 yılında Kavşakkaya Barajı'nın yapımına başlanması, 2011 yılında Gerede havzasından, 2030 yılında da Kızılırmak havzasından su getirilmesi projesi var. DSİ yetki ve izin vermeden Büyükşehir belediyesinin baraj yapmak, su havzalarından şehre su getirmek gibi bir yetkisi yok. Bu nedenle ,"Büyükşehir Belediye Başkanı bu sorunu önceden neden görmedi. Neden bu sorunun çözümüne yönelik yatırımları önceden yapmadı" tarzındaki suçlamalar ya bilgisizlikten, ya da kasıtlı yıpratmak amacından kaynaklanıyor. Çözüm için yapılan çalışmalar Büyükşehir Belediyesi DSİ'den aldığı yetki ile 2009 yılında bitirilecek Kavşakkaya Barajı'nı 14 ayda inşa etmiş ve 2007'nin başında hizmete sokmuş. Gerede havzasından su temini projesi için 2006 ortalarında sondaj yapma yetkisi verilmiş. Sondaj sonuçlarına göre belediye dağların altından 30 km'lik tünel geçirip, Gerede havzasından Çamlıdere Barajına su getirecek. Bunu yapabilmesi için DSİ'nin belediyeye ihale yetkisi de vermesi gerekiyor. Bu yatırımın süresi minimum 3 yıl olarak öngörülüyor. Ankara'da su sıkıntısı artınca Belediye Başkanı konuyu Sayın Başbakan'a taşımış ve yardım istemiş. Bu yılın başlarında Mart ayında Başbakanın huzurunda Gökçek, Enerji Bakanı, DSİ Genel Müdürü bir toplantı yaptılar. Sayın Başbakanın talimatı üzerine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Büyükşehir belediyesine Kızılırmak havzasından Ankara'ya su getirilmesi için ihale yetkisi verdi. Büyükşehir belediyesi de hemen Mayıs ayında işe koyuldu. Kızılırmak havzasından 125 kilometrelik 3 ayrı hat döşenerek İvedik Arıtma tesisine bağlanacak ve 8 ay içinde Ankara'ya su getirilecek. En kötü ihtimalle Aralık sonunda Kızılırmak suyu Başkente ulaşacak. Suyu daha erken getirmek için her türlü fedakarlık yapılıyor. İnsanlar 24 saat aralıksız çalışıyorlar. Zahmet edin gidin ve görün, insanüstü bir gayret var. Gökçek projeyi 24 saat takip ediyor. O kadar ki pompa üreten yabancı firmanın yönetimi ile telefonla görüşüp pompa üretimini erkene almak dahil her yolu deniyor. Dalga da geçseniz tüm bu yapılanlardan sonra inançlı her insan gibi belediye başkanının Rabbine dua etmekten başka yapacağı bir şey kalmıyor. Ayrıca panik oluşturma çabalarını hayretle izliyorum. Şu anda Ankara'nın 160 milyon metreküp su rezervi var. Bu 6 aylık su demek. Su kesintileri ile tedbir alınmasaydı o zaman da neden bu yola başvurulmadı denecekti. "Gökçek Kenti Terk Etmeli, Ağustos Böceği ile Karınca, Başkentin Su İsyanı Büyüyor" tarzındaki manşetleri Gökçek ve ekibi hak etmiyor. Gökçek'i sevmeyebilirsiniz, tarzı size itici gelebilir, solun korkulu rüyası olduğu için elinize geçen bu fırsatı değerlendirmek isteyebilirsiniz, bunu anlarım.Ama insanların emeklerini inkar etmeyin. Değerlendirmelerinizi yaparken elinizi vicdanınıza koyun, ideolojik davranmayın. Halkın yüzde 55'nin oyunu almış bir belediye başkanını böyle bir geçici sorunla bitiremezsiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.