Güçlü demokrasi, güçlü ekonomi, güçlü ordu

30 Ağustos Zafer Bayramını dün kutladık. 30 Ağustos zaferi, bugün üzerinde yaşadığımız vatanımız ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu zafer sayesinde bugün bağımsız-başı dik, özgür bir milletiz. O zaferde emeği olanların önünde saygı ile eğiliyoruz. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Bugün sahip olduğumuz her şeyi, o kahramanlara borçluyuz. Mekânları cennet olsun. Bu vesile ile TSK'da görev yapan er-erbaş-astsubay, subay ve generallerin zafer bayramını kutluyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı TSK'nın özel bayramıdır. Üzerinde yaşadığımız coğrafya, küresel aktörlerin menfaatlerinin çatıştığı zor bir coğrafyadır. Tarih boyunca küresel aktörler bu coğrafyaya hâkim olmak için her yola başvurmuşlardır. Bugün bu coğrafyanın kıymeti azalmamış, bilakis artmıştır. Bu coğrafyanın güvenliğini sağlamak ve bu coğrafyada bağımsız bir devlet olarak ayakta kalabilmek güçlü bir ekonomi, sağlam bir demokrasi ve güçlü bir ordu ile mümkündür. Türk ekonomisi son yıllarda hızla güçlenmektedir. Hedef 2023 yılında dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi hâline gelmektir. Ancak sağlam bir demokrasiniz yoksa güçlü ekonominin nimetleri bireylere yansımıyorsa, o toplum refah toplumu olamaz ve sosyal iç barışını sağlayamaz. Güçlü ekonomi ve sağlam bir demokrasiye sahip bir ülkenin dış tehditlere ve küresel güçlerin ayak oyunlarına karşı ayakta kalması için güçlü bir orduya ihtiyaç vardır. Güçlü bir ordu bu coğrafyada güven içinde yaşabilmemizin âdeta ön şartıdır. Çok şükür ki ordumuz dünyanın sayılı güçlü ordularından biridir. Göz bebeğimiz gibi korumamız gereken bir kurumdur. Yanlış uygulamalarını, hatalarını eleştirelim ama yıpratmayalım. Birkaç kişinin yaptığı hataları orduya mal etmeyelim. Çürük elmaları, yanlış yapanları ayıralım. Ama TSK'nın tamamını hedef almayalım. Çevresinin, birkaç köşe yazarının dolduruşuna gelerek hiçbir astı ile istişare etmeden gece yarısı TSK'nın internet sitesinde 27 Nisan e-muhtırasını yayınlayan bir Genelkurmay Başkanının hatasını yüz binlerce subay ve astsubaya yüklemeyelim. TSK'da yüz binlerce subay, astsubay ve uzman erbaş var. Onların askerlik mesleğinin dışında bir meşguliyetleri ve talepleri yok. Kendilerine üstleri tarafından verilen emir ve talimatları yerine getirmek için canla başla çalışıyorlar. Sivil siyasetle bir ilgileri yok. Mehmetçikle birlikte ülkenin savunmasını en iyi şekilde yapmak için fedakârca çalışıyorlar. Bu kitlenin moral ve motivasyonunu bozacak davranışlardan kaçınmak gerekir. Emin olun ki bu kitlenin büyük bir bölümü TSK'nın asli işinin dışında bir işle uğraşmasını asla istemiyor. TSK'nın komuta kademesi de mesleki korumacılıktan vazgeçip hukuk dışına çıkan personeli koruma refleksinden vazgeçmelidir. Bu tutum TSK'ya zarar vermektedir. Ayrıca 30 Ağustos vesilesi ile şehit yakınlarımızı-gazilerimizi saygı ile selamlıyorum. Millet olarak onları baş tacı etmeliyiz. Bu ülkenin en değerli, en fedakâr insanları onlar. Onlar her şeyi hak ediyorlar.