Gül: Gerilime katkı vermeyin

A -
A +

Sayın Cumhurbaşkanı ile Hindistan seyahatimiz devam ediyor. Dün akşam kaldığımız otelde sohbet etme imkânı bulduk. Sohbetin detaylarını gazetelerimizde okuyacaksınız. Cumhurbaşkanı; ısrarla Hindistan temaslarını, Türkiye-Hindistan ilişkilerinin geleceğini konuşmak istedi. Biz de ısrarla Türkiye'deki siyasi gelişmeleri sorduk. Sayın Cumhurbaşkanı, siyasetin çatışma ve polemiğe yol açan üslubundan çok rahatsız. Bu üslubun ve siyasi polemiklerin Türkiye'yi içine kapattığını, içe kapanmanın ülke açısından son derece zararlı olduğunu düşünüyor. Ekonomilerin geliştirilmesi; demokrasi standartlarının yükseltilmesi, halkların refah düzeyinin ve hayat kalitesinin arttırılması konularında dünya ülkelerinin büyük bir yarış içerisinde olduğunu söylüyor. İçe kapanan; siyasi istikrarını kaybeden, enerjisini ve zamanını iç siyasi çatışmalara ve polemiklerine harcayan ülkelerin bu yarışı kaybedeceğine inanıyor ve Türkiye'nin bu tuzağa düşmemesi gereğinin altını çiziyor. Gerçekten de içe dönük yaşamamız halinde dünyada oluşan birçok fırsatı kaçırmamız kaçınılmaz. Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye'nin içe dönme-içe kapanma sorununu aşması için neler yapılabileceğine kafa yorduğunu gördük. Siyasi tansiyonu düşürmek ve siyaseti normalleştirmek için belli ki bir şeyler yapmayı düşünüyor. Ama henüz kesin karar vermediği için de neler yapmak istediğini bizlerle paylaşmadı. Türkiye'nin bu ortamdan süratle çıkması ve içe kapanma tuzağına düşmemesi için kendisi dahil herkesin katkısının gerekli olduğuna inanıyor. Basından bu anlamda da istediği katkı epeyce tartışılacak gibi görünüyor. "Siz de Türkiye'nin bu ortamdan çıkması için basın olarak katkı verin. Mesela bir hafta boyunca iç siyasi polemikleri, siyasetçilerin birbirilerine söyledikleri kötü şeyleri görmeyin-haber yapmayın! Söyledikleri iyi şeyleri haber yapın! İyi tarafları görün! Bir hafta bunu deneyelim bakalım ne olacak?" biçimindeki sözleri ilginç bir talebi içeriyor. Sayın Cumhurbaşkanı herhalde bu konuda siyasetçilerden umudunu kesmiş. Tabii ki Türkiye'nin siyaseten normalleşmesi ve içine kapanmaması, küresel yarıştan kopmaması konusunda basının da sorumlulukları var. Ancak basın yapılanları ve söylenenleri kamuoyuna aktarmak durumunda. Belki de Sayın Cumhurbaşkanı basından; abartmadan aktarma, sadece gerçeği aktarma, kötü-yanlış bir söz veya görüntüyü defalarca tekrarlamama, yangına körükle gitmeme, tribünlere oynamak isteyen siyasetçilerin tuzağına düşmeme, herhangi bir siyaset mühendisliği projesinin bilerek bir parçası-aracısı olmamak gibi konularda hassasiyete, dikkat ve katkı istiyor. Bardağın boş tarafı kadar dolu tarafına da yer verin demek istiyor. Olumsuzluklara yanlış sözlere kötü üsluba, ayırdığınız kadar iyi ve güzel şeylere olumlu gelişmelere pozitif söylemlere de en az o kadar sayfa ve zaman ayırın demek istiyor, herhalde. Gerçekten Türkiye dışarıdan bakıldığında çok güçlü ve büyük görünüyor. Makam-mevki ve iktidara gelme hırsı uğruna Türkiye'yi germek, siyaseti anormalleştirmek ve Türkiye'yi içeriye kapatmak herhalde hiçbirimizin hoş görebileceği bir siyasi tutum olamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.