Gül: Millet her şeyin farkında

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül ile birlikte Bilecik, Yalova mitinglerine ve Gebze'de bazı açılışlara katılmak üzere saat 11.00 sularında Ankara'dan hareket ettik. Helikopter yolculuğumuz boyunca çeşitli konularda sohbet etme fırsatı bulduk. Bu kadar yoğun seçim ve miting programı içinde Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerine nasıl vakit ayırdığını sorduk. Sayın Gül, "Her gün sabah arkadaşlarla toplanıyoruz. Günlük planlama ve değerlendirme yapıyoruz. Bazı günler Ankara'da kalıyorum. Mesela geçtiğimiz günlerde programıma ara verdim. İstanbul'da 48 ülkenin katıldığı En Az Gelişmiş Ülkeler Bakanlar Konferansı toplantısına katıldım. Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici adaylığı için bu ülkelerin desteğine ihtiyacımız var. Bu toplantıyı gerçekleştirdik. Bakanlığımın faaliyetlerini bu şekilde sürdürüyorum. Çok acil durumlarda arkadaşlarla telefonla irtibatlaşarak sürdürüyoruz. Herhangi bir aksama söz konusu değil. Zaten yaz aylarında özellikle batının diplomasisi tatile giriyor. Bizim gibi değil. Devlet işine ara vermek yok" diyor. Kendisine mitinglere nasıl hazırlandığına yönelik bir soru yönelttim. İşte aldığım cevap: "Mitinglere gitmeden önce miting yapacağımız yerle ilgili önüme bir bilgi dosyası geliyor. Bu bilgi dosyasında o ilde veya yörede hükümetimizin son 4.5 yıldır yaptığı hizmetler, o ilin devam eden sorunları ve o sorunlarla ilgili bizim çözüm önerilerimiz ile o yörenin tüm özellikleri bu dosyada yer alıyor. Bu dosyayı inceliyorum. Mitingler için bir konuşma metni hazırlamıyorum. Sadece başlıklar halinde bir akış sırası notu hazırlıyorum. Ama meydanlardaki kalabalığı, açılan pankartları, sevgi ve heyecanı gördüğümde o sıraya bile sadık kalamıyorum. Doğaçlama konuşuyorum" Muhalefet liderlerine uyarı Gül, çok konuşmaktan kaynaklanan ses kısıklığını önlemek için de sürekli ılık su içtiğini anlatıyor. Meydanlarda AK Parti'ye karşı çok büyük ilgi olduğunu da hatırlatan Sayın Gül, siyasi parti liderlerinin Doğu ve Güneydoğu illerine gitmemekle çok büyük stratejik hata yaptıklarını dile getiriyor. Bahçeli ve Baykal'a imalı mesajlar gönderen sayın Gül, "Erzurum ve Elazığ'dan öteye gitmemek o alanı, o bölgeyi başka odaklara terk etmek anlamına gelir. 'İktidara geldiğimizde terörü bitireceğiz' diyenler o bölgelere gitmeme hatasına nasıl düşerler? Hakkari'den bir oy bile alamayacağınızı bilseniz, oraya gidip bayrak göstermek durumundasınız. Siz gitmezseniz boşluğunuzu başkaları doldurur. Gitmediğiniz, ayak basmadığınız ve halkı ile kucaklaşmadığınız bir bölgede terörün varlığını nasıl sona erdireceksiniz?" diye konuşuyor. Seçimlere kısa bir süre kala Başbakan Erdoğan normal seçim programını yürütürken, Abdullah Bey de seçim çalışmalarını temposunu artırarak sürdürecek.. Sayın Gül, Ankara'nın bazı ilçelerini gezeceğini, bilahare Kırıkkale mitingine katılacağını, seçim öncesindeki birkaç günü de memleketi Kayseri'ye ayıracağını ifade ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlarla ilgili olarak kendilerine çok ciddi bir haksızlık yapıldığını, hukukun ve demokrasinin zorlandığını söyleyen Sayın Gül, "Tek tesellim ise milletin engin sağduyusu ile bunları görmesi" diyor. Sayın Gül'ün üzgün olduğunu şu cümlelerinden anlamak mümkün: "4.5 yıldır gecemizi gündüzümüze katarak aralıksız çalıştık. Ülkedeki yangını söndürdük. Ülkeyi imar etmeye başladık. Her şeyi normalleştirdik. Tam koşmaya başlayacağımız zaman engellenmemiz, ayağımıza çelme takılmaya çalışılması ağırıma gidiyor, üzülüyorum. Bu kadar emeği boşuna mı veriyoruz?" Hem Bilecik, hem de Yalova'da gördüğüm insan manzaralarını değerlendirdiğimde AK Parti'ye özelde de Sayın Gül'e çok büyük bir ilgi var. Miting meydanlarında kol kola gelen biri mini etekli, diğeri başörtülü genç kızlardan, ak sakallı dedelere ve ninelere kadar her türlü insanı görmek mümkün. Balkonlardan sarkan, dükkanlarından boşalan ve caddelerden sağanak gibi akan insanların Gül'ün şahsına karşı olan ilgisine tanık olduk. Bilecik'te, cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti'ye ve Gül'e haksızlık yapıldığını düşünenler ve bunların tepkileri de açıkça görülüyor. Bilecikliler bu konuda özellikle 'CHP ve bürokrasinin' iş birliği yapmasına kızgınlar.