Gündem AB ve ekonomi olmalı

Bana göre Türkiye'nin şu anda en acil meselesi AB ve Ekonomidir. Hükümet ve diğer ilgili tüm kurumlar bu iki hedefe kilitlenmeli. Özellikle hükümet tüm mesaisini ve gayretini bu iki önemli konuya tahsis etmelidir. Resmi ve sivil tüm kurum ve kuruluşlar bu iki konuda hassas davranmalı ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesine katkı vermelidirler. AK Parti ve Yüce Meclisimiz Kopenhag siyasi kriterlerinin gerçekleştirilmesi konusunda samimi ve takdire şayan bir gayret gösterdi. Türkiye'ye müzakere tarihi verilip-verilmeyeceğinin kararlaştırılacağı Aralık AB zirvesine 6 ay kaldı. Bu süre içerisinde yapılabilecek çok şey var. Bu 6 aylık sürenin neredeyse üç ayı yaz tatili dönemine denk geliyor. Meclis'ten çıkarılan reformlarla ilgili tüzükler-yönetmelikler en kısa sürede tamamlanmalı ve uygulamaya yansıtılmalıdır. Kurum ve kuruluşlar ihtiyaç var ise bu yaz tatil yapmamalı ve Aralık'a kadar mesailerini sürdürmelidirler. Zaman gittikçe daralıyor, elimizi çabuk tutmalıyız. Kopenhag siyasi kriterleri ile ilgili reformlar Meclisten çıktı ama önemli olan gerçekleştirilen bu reformların uygulanmaya sokulabilmesidir. Uygulama ile ilgili eksikliklerimizin olduğunu kabul edip, bu eksiklikleri süratle gidermeli ve bu konudaki samimiyetimizi tüm dünyaya göstermeliyiz. Bürokrasimiz reformların uygulanması konusunda hâlâ direnç göstererek ülkemize en büyük kötülüğü yapmaktadır. AB ülkelerinin hepsinin ortak kanaati de reformları hızla ve cesaretle Meclisten geçirdiğimiz, ancak uygulamada eksikliklerimiz olduğu istikametindedir. Mutlaka Aralık ayına kadar bu kanaati değiştirmek zorundayız. Reformların uygulanması için Türkiye'deki tüm güçler, kol kola girip, hızlı bir seferberlik başlatmak zorundadır. Aksi takdirde Aralık ayında kötü sürprizlerle karşılaşabiliriz. Bu hafta başında yapılan Türkiye-AB ortaklık konseyi toplantısından, 'Reformlar tamam, uygulamaya hız verin' mesajı çıktı. Bu toplantının sonunda Türkiye'nin AB konusunda aldığı mesafe takdir edildikten sonra müzakere tarihi verilmesinin önündeki dört pürüze dikkat çekildi. Bu pürüzlerden birisi, ana dilde yayına başlanmaması. Haksızlar mı? Kanun Meclisten geçeli o kadar süre oldu, neyi bekliyoruz? Bu kadar zamandır ne yapıldı? Diğer bir pürüz reformların tam olarak uygulanmaması. Bu konuda da ciddi aksaklıklar var. Bürokrasi, ülkemizin yüksek çıkarları için dirençten vazgeçip bu reformları eksiksiz uygulamalıdır. İşaret edilen diğer bir eksiklik ise gayri Müslim haklarının verilmemesi. Hükümetin bu aksaklığı gidereceğini düşünüyorum. Osmanlı'dan bu yana Türk Milleti gayri Müslim haklarına saygı göstermiştir. Varsa aksaklıklar giderilmelidir. Dikkat çekilen bir başka pürüz de Leyla Zana meselesidir. Ben AB komisyonunun bu konuda yanlış bir noktada olduğu ve meseleye hakim olmadığı kanaatini taşıyorum. Bu konuda haklı değiller. Görüldüğü gibi sıralanan pürüzler Aralık ayına kadar giderilebilecek aksaklıklardır. Hükümet gayretini reformların uygulanmasına ve ileri sürülen pürüzlerin giderilmesine yönlendirmelidir.. Ekonomideki duruma gelince... Türkiye'nin gündeminin ikinci sırasını oluşturacak diğer önemli bir konu ise ekonomidir. 3 Kasım seçimlerinde yakalanan siyasi istikrar neticesinde piyasalara güven gelmiş ve makro ekonomik göstergeler bir ay öncesine kadar istikrarlı ve sabit bir seviyede seyretmiştir. AK Parti iktidarı ekonomi yönetiminde şu güne kadar başarılı bir performans sergilemiştir. Son günlerde birçok dış kaynaklı ekonomik sebeplerle göstergelerde meydana gelen değişimler toplumu tedirgin etmiştir. Gerçi ekonomik göstergelerdeki değişimler ekonomi yönetiminin önceden açıkladığı hedeflerin dışına çıkmamıştır ama yine de tedirginlik oluşturmuştur. İşsizliğin azaltılması ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi bu iktidarın önünde duran önemli iki temel sorundur. Bundan böyle, Bakanlar Kurulunun gündemini bu iki konu teşkil edecektir. Toplumun ekonomik sorunlarına çözüm bulamayan iktidarlar uzun ömürlü olamaz. AK Parti iktidarının bu konuda samimi ve uzun vadeli çözüm arayışlarına yönelmesi umut vericidir. İktidarın gündemi AB ve ekonomi olmalı ve gündem saptırılmamalıdır.