Dün ülkemizin birkaç bölgesinden güneş tutulmasını izledik. Güneş tutulmasını, TGRT-HABER TV de saniye saniye İHA'nın güçlü canlı yayın imkanlarını kullanarak izleyicilerine aktardı. Geçici bir süre de olsa güneş tutulması karanlığa yol açıyor. Ama geçici olduğu için katlanmak mümkün. Asıl önemli olan ülkemizin son birkaç aydır yakalandığı akıl tutulması! Akıl tutulması çok tehlikeli bir şey. Sonuçları yıpratıcı, zarar verici, istikrar ve güveni bozucu. Akıl tutulması uzun sürdüğünde, toplumları kamplara ayırabiliyor, geleceğe olan güven azalıyor, piyasalar-ekonomi akıl tutulmasından olumsuz etkilenebiliyor. Hoşgörü azalıyor, yalan ve iftira gerçeklerin yerini alabiliyor, yapılan değerlendirme ve yorumlara ideolojik bakış hakim oluyor. Analitik düşünme kabiliyeti, bardağın hem boş hem de dolu tarafına bakabilme yeteneği kayboluyor. Onun yerine her şeye olumsuz, negatif bakan bir ruh hali hakim oluyor. Bu ruh halinin yansıttığı haber, yorum ve değerlendirmeler de tüm toplumu olumsuz etkiliyor, mutsuz ediyor. Türkiye'nin son birkaç aydır yakalandığı akıl tutulmasına birçok örnek vermek mümkün. Ancak en bariz örnek bazı kesimlerin son günlerde sıkça dillendirdiği "Hükümetin sistemli bir şekilde Cumhuriyetin temel ilkelerini ve kurumlarını yıpratma girişimi"ne ilişkin yorumlar. Bu yorumlara 28 Şubat süreci öncesinde de rastlamıştık. Bu kanaat bazı çevrelerce bir tespit haline getirilmeye çalışılıyor. TBMM çatısı altında çözüm aramaktan kaçınan, milletten yeterli desteği alamadığı için Meclis'te gücü zayıf olan muhalefet partileri ile problemlerin demokrasi içerisinde kalınarak siyasi otoriteler tarafından çözülmesini arzu etmeyen taraflar, iktidara gelmek için son çare olarak devletimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ü ve Cumhuriyet ilke ve kurumlarını kendilerine kalkan etmişlerdir. Bu milletin inançlarını kendi siyasi emellerine alet edenler ne kadar tehlikeli ise, sıkıştığında Atatürk'ü ve Cumhuriyeti siyasi çıkarları için kullananlar da en az o kadar tehlikelidir. Siyasilerin din istismarını görebilmek kolaydır ancak Cumhuriyet değerlerini ve Atatürk'ü istismar etmelerini sezebilmek zordur. Sizce bugünkü iktidarın icraatlarına baktığınızda cumhuriyetin değerlerine zarar veren bir icraat var mıdır? Varsa, somut olarak hükümetin hangi icraatı Cumhuriyetin temel ilkelerine aykırıdır? Bu yorum akıl tutulması sonucu yapılan bir yorum değil midir? Şemdinli olayı ile ilgili gelişmeler, yazılan-çizilen senaryolar, Merkez Bankası Başkanı ataması ile ilgili yorumlar, Diyarbakır'da teröristlerin cenazesinde Roj TV'nin talimatı ile yapılanlar akıl tutulmasının sonucu değil midir? İktidarın, birlikte çalışacağı bürokratları belirlemek en doğal hakkıdır. Bu, demokratik hakkını kullanan bir iktidarı Cumhuriyete sistemli zarar vermekle suçlamak akıl tutulmasının sonucu değil midir? Merkez Bankası Başkan adaylığı için adı geçen insanların eşlerinin kıyafetlerine bakarak, onların mesleki liyakat ve tecrübelerini ikinci, üçüncü plana bırakarak fikir yürütmek akıl tutulması değil midir? Ülkenin başbakanının eşinin başı kapalı olabiliyor da, bu durum Cumhuriyet değerlerine zarar vermiyor da, Merkez Bankası Başkanı'nın eşinin kıyafeti mi Cumhuriyetin kazanımlarını törpülüyor? Elinde hiçbir bilgi ve belge bulunmadan devletin birinci sıradaki bürokratının ülkenin göz bebeği TSK'ya tuzak kurmaya çalıştığını iddia etmek akıl kârı mıdır? Hiç merak etmeyin, hiçbir iktidar bu ülkede bu millete rağmen Atatürk ve onun kurduğu Cumhuriyete zarar veremez. Kimsenin de böyle bir niyet taşıdığı yok. Cumhuriyet sapa sağlam, gün geçtikçe de gelişiyor. Siz enerjinizi bu ülkenin kalkınmasına, işsizliğin azaltılması çabasına, daha eğitimli bir toplum arayışına siyasi ve ekonomik istikrarın artırılmasına, Türkiye'nin AB sürecine katkı vermeye harcayın. Alternatif çözümler üretin, yapıcı önerilerde bulunun. Daha demokrat daha müreffeh, daha çağdaş daha eğitimli ve sağlıklı, daha huzurlu bir Türkiye için ortaya öneri ve proje koyun. Bırakın kısır siyasi demagojileri. Kısacası akıl tutulmasından kurtulun.