13 masum sivil vatandaşımız ile vatani görevlerini yapan 15 askerimizin bir hafta içerisinde şehit edilmesi Ankara'nın gündemini ve önceliklerini değiştirdi. 21 Ekim'de yapılacak referandum, referandumla ilgili son anayasa değişikliği, yeni anayasa hazırlıkları gibi önemli gündem başlıkları yerini terör, terörle mücadele ve sınır ötesi harekat gibi konulara bıraktı. Ekonomi ile ilgili açıklanan üç aylık eylem planı bile gündemde yer tutmadı. Terörle ilgili olarak herkesin sabrı taşmış durumda. Herkes PKK terörüne öfkeli. Ama ülkelere öfkeyle yönetilmiyor. TMYK (Terörle Mücadele Yüksek Kurulu) yeni kararlar aldı. Bayram süresince tezkere metni hazırlanacak. Bayramdan sonra 15 Ekim'deki Bakanlar Kurulu'nda tezkere karar bağlanıp Meclis'e sevk edilecek. Bir hafta, on gün içerisinde mecliste oylanıp çıkarılacak. Bilindiği gibi 30 Ekim-1 Kasım tarihlerinde İstanbul'da Irak'a Komşu Ülkeler toplantısı gerçekleştirilecek. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, G-8 üyeleri ve BM'den de katılımın olacağı bu toplantı bir nevi Genişletilmiş Irak Zirvesi olacak. Bu zirvenin ardından sanıyorum 5 Kasım'da Sayın Başbakan, ABD Başkanı Bush ile görüşmek üzere ABD'ye gidecek. Bu nedenle tezkere Ekim ayı sonuna kadar meclisten çıkmış olacak. Hükümet bu kez tezkere konusunda kararlı. Geldiğimiz noktada bu mesele siyaset üstü tutularak, devletin tüm kurumlarının koordinasyonu ile yürütülüyor. Bir taraftan terörün bölgede yeşermesine neden olan ekonomik ve sosyal olumsuzlukların giderilmesi için önemli hazırlıklar yapılıyor. Diğer yandan da güvenlik güçlerinin terörle daha etkin mücadele etmesi için tedbirler alınıyor. Ancak terörle mücadeleyi sürdürürken kalıcı sonuçlar alınmak isteniyorsa, bu mücadele demokrasiden, insan haklarından ve temel özgürlüklerden taviz verilmeden sürdürülmelidir. Terörist ile sivil halk ayrılmalı ve sivil halka devletin şefkatli eli uzatılarak halkın aidiyet duygusu güçlendirilmelidir. Aslında buna son yıllarda çok özen gösteriliyor. Bölgede bir sivilin kazara ölümü nedeniyle Askeri Mahkeme bir subaya 30 yıl hapis verdi. Terörle mücadele için bir yandan ekonomik, sosyal, diplomatik ve psikolojik tedbirler alınırken diğer yandan da güvenlik güçlerinin teröristlerle mücadelesi aralıksız ve kararlı bir şekilde devam etmelidir. Bölgede son yıllarda kullanılmaya başlanan insansız hava araçları çok faydalı olmuş, hedef tespitinde önemli imkanlar sağlamıştır. Bu araçların daha küçük boyutları Aralık ayı başında Türkiye'de üretilmiş olacak. Bunların sayısı arttırılmalıdır. Terörle mücadele konusu profesyonel birliklere devredilmelidir. Bu amaçla TSK'ya 20 bin kişilik uzman personel kadrosu verilmiştir. Bu kadrolar bir an önce doldurulup devreye sokulmalıdır. Ayrıca özel kuvvetler terörle mücadelede etkin bir biçimde kullanılmalıdır. Bölgede görev yapan birliklere geniş inisiyatif verilmelidir. Gayri nizami harpte inisiyatif kullanmak başarının ilk koşuludur. Her atılacak adım üst makamların iznine tabii olmamalı, bölgedeki birlik komutanları ani durumlarda kimseye sormadan inisiyatif kullanabilmeli, karar verebilmelidir. Kısa vadede güvenlik önlemleri ile uzun vadede ekonomik-sosyal ve siyasi önlemlerle bu sorun çözülecektir. Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimler ABD'nin yakında Irak'tan çekileceğini, yaşamak-varolmak için Türkiye ile dost olmak durumunda olduklarını anlamaları umarım geç olmaz.