Haddini aşan İsrailli general

Türkiye, İsrail-Filistin, İsrail-Suriye barışının sağlanması için ciddi ve samimi çabalar sarf etmiştir. Türkiye, İsrail ile iyi ilişkiler sürdürmek amacındadır. Ama Filistin sorunu çözülmeden bu coğrafyaya barışın gelmeyeceğini, bu bölgenin radikal terörizmin değirmenine su taşıyacağını da gayet iyi bilmektedir. Orta Doğu'da barışın sağlanmasının Filistin sorununu çözmekten geçtiğinin farkındadır. Ama İsrail, ABD'den de aldığı gücün etkisi ile kural-hukuk tanımayıp her istediğini yapmaktadır. Gazze'de olup bitenlere rağmen İsrail'e destek vermek artık tüm demokratik ülkeler için imkânsız hale gelmiştir. Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin de ciddi katkıları ile Gazze'de 48 saat içerisinde İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşması ilan edilecektir. Bu noktaya gelinmesinde Türkiye, Mısır ve Katar'ın ciddi çabaları vardır. Ateşkesten sonra da Türkiye'nin desteği ve Katar'ın öncülüğünde Hamas'ın elinde esir olan İsrailli asker Gilat Shalit serbest bırakılacak, İsrail de Hamas esirlerini iade edecektir. Tüm bu barış umudu doğuran gelişmeler yaşanırken İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Avi Mizrahi haddini aşan ve Türkiye'yi hedef alan bir açıklama yaptı. Mizrahi, "Türkiye'nin geçmişte Ermenilere en büyük katliamlardan birini yaptığını, aynı politikanın bugün de Kürtler üzerinde sürdürüldüğünü, Türkiye'nin Kıbrıs'ı on yıllardır işgal ettiğini" iddia etti. Dinime söven Müslüman olsa bari... Türkiye gibi bir ülkeye bu sözleri yöneltecek olan en son insan ancak İsrailli bir yetkili olabilir. Türkiye kendi vatandaşlarına katliam uygulamadı, uygulamaz. Fakat General Mizrahi Filistinlilerin tamamını, 'mesela öldürdüğü 400 çocuk dahil' terörist kabul ettiği için PKK'lı teröristlerle Filistin halkını aynı kategoride görüyor. Mizrahi, yıllardır PKK'ya verdikleri desteği, Kıbrıs Rumlarına ve Ermeni diasporasına yaptıkları diplomatik katkıları da itiraf ediyor. Haddini aşarak aba altından sopa gösteriyor. Ne fark eder, geçmişte perde arkasından gizlice PKK, sözde soykırım konularında yaptıklarını şimdi açıktan yapacaklarını ima ediyor. Böylesi bizim için daha iyi olur. Dostumuzu, düşmanımızı daha net fark ederiz. İsrail ile askerî alanda iş birliği yapan ve ortak birtakım projeler üreten Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun silahlı kuvvetleri, bu haddini aşan adamı 'İstenmeyen adam' ilan etmeli ve hiçbir ortamda muhatap kabul etmemelidir. Dışişleri Bakanlığının nota vermesi, Genelkurmay'ın açıklaması yüreğimize kısmen su serpmiştir. Ancak yeterli değildir. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilisi makamı ne olursa olsun bu haddini bilmez adamla görüşmemelidir. Bu niyet ve tutum açıkça İsrail'e bildirilmelidir.